Sözde demokrat
Yazılarımızda genelde kişilere endeksli konulara girmeyiz. Girmemeye özen gösteririz. Nedeni - Niçini? Kişinin inanç, ideolojik, siyasi ve sosyal yapı tercihli fikir ve düşünce özgürlüğüne saygımızdır.
Hukuk’a, insan haklarına, özgürlüklere eyleme geçmediği, ifade hak’kı içinde kaldığı süre, demokratik hakkı olduğunu gerçeğini de hep ön planda tutarız.
Fakat öyle çelişkilere, tanımlara ara, ara rastlıyoruz ki! şaşırıp kalıyoruz. Üzülerek belirtelim kalemimiz istemesek de, bizim adımıza değerlerimize sataşan, karşıtlığı bilinen ataist kişilere övünmek, meraklılarına malesef bulaşıyor ve de takılıyor.
Ne yüzle yazdığını, hiç mahcubiyet duygusunun olmadığını, yüzünün kızarmadığını gösteriyor yazıları. Yine bu zat’ın dini konularda da köşesinde ahkam kesiyor görüyoruz. Elbette okuduğunuz an kalemimize söz geçiremiyoruz. İstemiye, istemiye kabaran öfkemizle birlikte yazıya dökülüyor düşüncelerimiz. Aynen bu ataist kişinin dinle, diyanetle ilgili yazısını köşesinde okuduktan sonra olduğu gibi.
Kişinin değerlerimize karşıtlığı, gençler için barlar, sazlar, gazinolar istemeleri, Afyon’da görev yaptığı süre açık ve seçik çelişki, inkar ve milli-manevi değerlerimize düşmanlık dolu yaşantısı, düşünceleri gerçeği zorluyor kalemimizi.
Ne yüzle, ne utanmazlıkla, sıkılmazlıkla toplumun karşısına çıkıyorsunuz? sorusu bile cevap oluşturmuyor, havada kalıyor kişiye karşı...
Konuyu istemiyerek de olsa uzattık. Özet: Afyonumuzun güzel ata sözü; “Afyonlunun hakikat yolunda kantarı belindedir. Kale surlarının yapıldığını da, yalanın-yanlışın çivisini kimin çıkıldığını da bilir” sözü tamamlıyor anlamı.
Biz manevi, milli değerlerimizin karşıtlığı, düşmanlığı bilinen zat’a sesleniyoruz. Toplumun sizin hak’kınızdaki düşüncelerinden biraz olsun utanma duygunuz varsa, hiç olmazsa susmanız gerektiği, yüzünüz kızarmalıdır gerçeğiyle, özet düşüncelerimizle de konuyu noktalıyoruz.
Açık ve seçik sözde demokratlığınız, sahteciliğiniz, şahsiyetsizliğiniz iyi biliniz, yazılarınıza aynen yansıyor.