Geç kalan yazı
Geçenlerde merhum büyük devlet adamımız Özal’ın telekominikasyonda sağladığı hızlı teknolojik gelişmeleriyle, alt yapıyla milletimizi elle çevrilen manyetolu telefonlardan, santrallerden kurtararak nasıl akıllı cep telefonlarının yolunu açtığını yazmak istediğimize değinmiştik.
Niçin telekominikasyonu yazımızla gündeme getirmek istedik? Gelişmenin, kalkınmanın, büyümenin teknolojiye hızla ayak uydurmanın kıymetini bilmeyen, farkına varmak istemeyen kardeşlerimize, konuları hatırlatmak için.
1982 öncesi il dışıyla telefonla konuşmak güç bir işti. Önce şehirler arası PTT hizmetlerine telefon eder sıraya girerdiniz. Bazen 10-15 saat beklerdiniz. Sıranız gelmediği için usanır, belki de vaz geçerdiniz. Veya görevli memurlarla gecikme konusunu tartışır kavga ederdiniz.
30-35 yıl öncesi yaşananlar gençlerin inanmakta zorlanacağı bir gerçektir. Yazdıklarımız kesinlikle masal değildir.
Özal 1983 seçimlerini kazandı. Dışa açılma, büyüme, kalkınma, liberal ekonomi, yap-işlet-devret, ihracaat vs. yenilikleri hızla hayata geçirmeye başladı.
Sıradaki telekominikasyona öncelik tanıdı. Çünkü üretim, yatırım, hizmet, ihracaat vs. gelişmenin yolu bilgi akışından, haberleşmeden geçiyordu.
Özal 1984’te Eskişehir’in bir köyünü ziyaret eder. Köylüler, Özal’dan o dönem her köyde bile olmayan manyetolu, elle çevrilerek konuşulabilen telefon santrallerinin bozuk olduğunu, çalışmadığını ifade ile yeni santral isterler.
Merhum Özal, kısa süre sonra hepimizin eline akıllı telefonlar vereceğim. Az sabır edin. Göreceksiniz sözünü verir. Önce inanmayan köylüler bir süre sonra akıllı telefonla tanışır...
Gazetemizin yeni yayın hayatını kutlamak üzere gelen değerli ev komşumuz, güzel ahlaklı insan, başarılı yeminli mali müşavir Yaşar Baskın’la, sohbetimizi bölen akıllı telefonlardan hem şikayet, hem de hizmetlerini överek devam ediyoruz.
Yaşar Bey anlatıyor. “1980 yıllarında Maliye Bakanlığı Personel Genel Müdürüyüm. O tarihlerde Siyasal Bilgiler Fakültesinden sınıf arkadaşım Ulaştırma Bakanı oldu. Genel müdür olmama rağmen göreve yaya gidip geliyorum. Öyle makam arabam vs. yok. Üstelik evimde de bir telefon da yok. Çünkü telefon almak için her yerde sıra, kuyruk var. Kaç yıldır bekliyorum.”
Yaşar Bey, Bakan arkadaşını kutlamaya gittiğinde, bakan özel tercihli telefon verme müjdesini veriyor. Yaşar bey de o günün ciddi parası 60 TL yatırarak, bir süre sonra telefonu olan ev sahipliği mutluluğuna erişiyor.
Benzeri konularda çok örnekler var. Yazımızı genç kardeşlerimize bir hatırlatma yaparak, gerekli dersleri almalarını dileyerek noktalıyoruz.