SANALLAŞAN HAYAT SANALLAŞAN İSLAM.
Değerli Gönüldaşlarım.
Bu haftaki yazımda Av. Muammer Çakmak abimin sosyal medyada kaleme aldığı ve benimde kendisine katılıp aynen altına imza attığım konuyu sizlerle paylaşacağım.
Kurbanı hayatımızdan tamamen çıkarmanın yollarını arıyoruz.
Kent hayatı işimizi kolaylaştırdı nasıl olsa.
Kesecek yer, kesecek adam, kesilmiş kurban etini çekip çevirecek analarımız yok artık.
Kurban bedelini gönder bir hayır kurumuna rahatlat vicdanını, çek git tatile.
Oysa eskiden Kurban evin önünde, avluda kesilir küçükler seyreder, merhamet duyguları gelişirdi.
Kurban etinin bir kısmı pişirilir, hayır yemeği verilir, komşu akraba çağrılırdı. Zaman sınırlı olduğundan, yoğun bir şekilde davet olur, komşu kırılmaz mutlaka davete gidilirdi.
Şimdi kırsal kesimde bu adetler yaşatılmaya çalışılsa da kent hayatında bilinmez oldu.
Halbuki
Yakın çevremizdeki fakir fukara senede bir et yüzü görüyordu onu da görmeyi versin, der durumuna geldik adeta.
Aman çocuklara göstermeyelim kurban kanını çocukların psikolojisi bozulur der gibi halimiz var.
Çağdaş ve sanal müctehidler, bayram namazına da çözüm buldular mı tamamdır sanal İslam.
Rabbim ibadetlerimiz gibi kurbanlarınızı da kabul etsin!
SANALLAŞAN HAYAT
Eski bayramlarda bir tebrikleşme vardı ki... Hiç bir iz bırakmadan çıktı gitti hayatımızdan. Tebrik kartlarından söz ediyorum.
Çarşının en yoğun yerinde tezgâhlar kurulurdu. Tezgâhlardan zevke ve sayıya göre, isteyen manzara, isteyen sinema sanatçılarının fotoğrafı, gönderenin ve gönderilenin çağına, yaşına, yakınlık durumuna göre seçilir, özenle arkaları yazılır ve posta ile gönderilirdi.
Gelen tebrik kartlarını bir zaman koleksiyon yapar saklardık.
Tebrikleşmenin bir ağırlığı vardı aramızda.
Şimdi ise whastap yada kısa Mesajlar... oda yetmedi Twitter, facebook dan tebrik..
Biliyorum, tebrik edende, tebrik edilende bu otomasyon tebrik şeklinden hoşnut değil ama “yapacak bir şey yok”...
Modernite esareti kuşaklar arası göreceli olarak hissedilmektedir!
Babaannelerimiz evde bulgur, düğü, toz biber yapardı annelerimizde göremedik.
Annelerimiz turşu, salça, bükme yapardı, eşlerimiz nerdeyse unuttu.
Bizim kuşağın hanımları ellerinden geldiği halde, turşuyu salçayı marketten almaya başladı.
Gün gelecek, evlerde kilere mutfağa ihtiyaç olmadığından planda yer verilmeyecek.
Çünkü kızlar yemek bilmeyecek!
Kızlarımız yemek yapmayı terk ettikçe torunlarımız öğrenemeyecek, bilmeyecek.
Ne hazindir ki geleceğin erkekleri bizim sahip olduğumuz nimetlere de sahip olmayacaklar!
Saygılarımla.