Subaşından MERHABA
Bir yaprak kaktüsü alıyorum. Toprakla temas edecek şekilde dikine koyuyorum. İlk diktiğim 12 yaşındadır. Geçen yıl diktiklerim, asfalt yol genişlemesi nedeniyle, çakıl toprak altında kalmış.
Telef olmuş. Bu yazda boş bulduğum el ayak değmeyecek yerlere dikiyorum. Ana fidandan bir yaprak koparıp, etrafını çevirip bırakıyorum. Sulama istemez, yaprak toprağa iki tel şeklinde kök salıyor su arıyor. Tutununca fidan şekline dönüşüyor. Bir yapraktan 8-10 yaprak olarak üremeye başlıyor. Yaprağı çıplak elle tutarsanız dikeni elinize batar. Çıkarması ancak cımbızla tek tek olur. Yapraklar yazın cennet hurması denilen meyveyi veriyor. Meyvede dikenlidir. Kağıt bardakla koparıp suya koyacaksınız. Dikenlerini bırakır, yine salatalık bıçağıyla soyup içini yiyeceksiniz. Cennete girmek nasıl zorsa meyvesini yemekte öylesine zor.
Yaprağı hiç bir hayvan yiyemez. Ancak salyangozlar suyunu eme biliyor. Yaprakta büyüklüğüne göre bir iki kilo su vardır. Çöl bitkisidir. Çölde susuz kalanlar için can kurtarıcıdır.
Cennet Hurma'sında başta C vitamini olmak üzere çeşitli vitaminler vardır. Sağlık için çok yararlıdır.Her bir kaktüs yaprağı on kadar hurma veriyor.
Resimde kaktüs arkasında görülen çam fidanı 5 yıl önce dikmiştim.Çam taş kaya arasında toprağa kök salıp adeta fışkırıyor. Kaktüs ve çam havanın nemi Topraktan aldığı suyla yaşam sağlıyor. Kaktüs ve çam kökü metrelerce uzuyor. kökler dal gibi nerede su varsa oraya yöneliyor. kalınlaşıyor. Çam dikilmesi serbest kesilmesi yasaktır..
Resimde arkada yaprakları görülen ökaliptüs ağacıdır. Onunda bir dalını toprağa gömerek üremesi sağlana bilir. Arsız bir ağaçtır, çabuk dal budak sarar ve uzar. Normal bir ağaç bir tona yakın suyu bedeninde tutar. Keserseniz suyunu bırakır.Mentollü diyebileceğimiz bir türdür Bulunduğu yerde SİVRİSİNEK barınamaz.
Allah'ın büyüklüğüne bakın; BİTKİ HAYVAN İNSANlar için neler yaratmış,
Biz ise manzarayı bozuyor, yeri bize gerekli gibi nedenlerle kesiyor yakıyor yok ediyoruz.
Dostlarım, beni yazlıkta zevki sefa içinde diye söz ederler. Oysa kumsalda benim karetta karettalarım (DENİZ KAPLUMBAĞAlarım) Yumurtlamağa geliyorlar. Onlar benim konuklarım Yavruları çıkacak denize koşacak. Kontrol edilmesi gerek.Köpeklere yem olmaması denize ulaşmaları sağlanacak. Bir karetta insan gibi 20 yaşında erginleşiyor 20 yıl sonra doğduğu yere gelip yuva yapıyor. Sonra tekrar okyanuslara gidiyorlar.Gönlümce bende onlarla gidiyorum.B ir karetta 100 yılı aşkın yaşıyor.Bir el vermekle onlarla, torunlarıyla yaşıyorum.
Kırlangıçlar kıtalar aşıp geliyor burada yumurtalarından yavruları çıkıp uçmayı öğreniyor. kışın sıcak ülkelere Mısır'a Tunus'a gidiyorlar. (Hiçbir kırlangıç yuvasına işemez biliyormusunuz)
Kitap yazmak Resim yapmak ne kadar güzel şey. Ağaç bırakmak, canlıları kollamak da aynı şey. Keşke her insan böyle şeylere özense diyorum. Ben ağaçlarla yaşıyorum. Kuşlarla Karetta'larla dünyayı dolaşıyorum. Akar çayda ki balığın karnını doyuruyorum. Ben böyle mutluyum. Ağrılarımı sıkıntılarımı unutuyorum. Ben doğa ile yaşıyorum. Kumsaldaki tüm çocukların Şair dedesiyim. (Bir metre kare toprağım yok amma buralar benim diyorum.Yaşım ilerledi amma, ben daha gencim diyorum.Daha ne olsun.