KAKTÜSLERİM
Yağmur, fırtına, soğuk nedeni ile Subaşına henüz gidemedik. Komşularımız Niye gelmiyorsunuz. Burada hava güzel misk gibi portakal çiçeği kokusu methediyorlar. Hava fazla ısınmadan da gitmek gerekiyor. Gerçi Antalyalılar bile Subaşını tercih ediyorlar. Antalya yazın durulmayacak kadar sıcak oluyor.Onlar yüksek havadar yaylalara gidiyorlar.
Geçen yaz diktiğim Kaktüsler boy vermiş. Müjdesi geldi . Şimdi anında telefonla resimler geliyor.
Kaktüs aslında bir çöl bitkisi.Ama Fİnike'yi Subaşını seviyor.
Önümüzdeki sezon da dikeceğim. Sulama istemiyor. Dalından bir yaprak koparıyorum. Dikine toprağa sabitliyorum.Yaprak birkaç günde toprağa iplik şeklinde iki kök salıyor. Dikmezseniz bile kendiliğinden toprağa tutunuyor.Kökler toprak altında su buluncaya kadar ilerliyor. köklerin 15=20 metreye ulaştığını gördüm. Önce yaprak kendi suyunu kullanıyor. Her yaprakta bir iki kilo su oluyor.Dikenli olduğu için hiç bir hayvan yemiyor. ancak salyangozlar yapışıp emiyor. Suya ulaşınca, yaprak çiçek açıyor. O çiçekler daha sonra, her yaprakta 8= 10 meyveye dönüşüyor.
Yaprağı çıplak elle tutamazsınız. Elinize batan incecik dikenleri ancak cımbızla temizleye bilirsiniz. Meyvesine CENNET hurması deniyor. Meyveyi suya koyunca dikenlerini bırakıyor. Salatalık bıçağıyla kabuğunu soyacaksınız . İçini yiyeceksiniz. Cennete girmek nasıl zorsa , hurmayı yemekte zor.Fakat lezzet ve vitamin deposu özelliği var, Bazen düşünürüm. Adem ile Havva bu hurmayı yeyince mi cennetten kovuldular.
Bir faydalı yanı da çölde susuz kalanların, yaprağın suyuyla ihtiyaçlarını gidermeleri.
Fidan dikmenin, ayrı bir zevki mutluluğu var.Onlar benim çocuklarım, duacılarım. Üstelik ne okul dertleri var. Ne de iş aş, YETERKİ; DİK DURMALARI ENGELLENMESİN.