Zaman, ne çabuk geçiyor
Ölüm, sırası geleni seçiyor
Sen gideli, otuz iki yıl olmuş
Sanma ki: Anıların kaybolmuş
***
Sen benim, koruyucu meleğimdin
Büyüdüm amma, değişmedi değerim
Bir ömür boyu, bana kanat gerdin
“Düşün, taşın, ağrımaz başın” derdin
***
İlk ayrılığımız, üniversite yıllarıydı
Garda uğurladın, askere giderken gece yarısıydı
Ben İzmir’deyken, eşimle nişanlanmıştık
Evlendim. Derince’ye seninle taşınmıştık
Hoş karşılamadın. Kiraladığım dairemi
Başka kat tuttun. Kendi beğendiğini
Yedek subaylık, kısa da olsa “mutlu olsunlar” diye
***
Misafiri severdin. İkram ederdin gelene
Her işaretinin, bir anlamı vardı. Gelinine
Parmağın dudakta ise, kahve pişecekti
Boğazını kaşırsan, bisküvi, çay gelecekti
***
Bilmezdin. Yoktu, okuman yazman
Görgülü yaşam okulunda oldun, uzman
Bazı sureleri, nasıl ezbere okurdun
İkide bir derdin, “Okuyun, çocukları okutun”
***
Ezberlediğin Fecr Suresini daima okurum
“Der ki; kuluna Yüce Yaradan
Ey mutluluğu, hak etmiş insan
Gir sen de cennet kapılarından”
--------------------------------------------------------
Merak etme! Devam ediyor, öğretilerin
Naim cennetlerinde buluşmayı dilerim