Edip Âli Baki
Çaylak Yuvası
Bu devrin, bir çeşit yuvası varmış
Hakikatin delilin, kovası varmış
Erdemlik bağına, girmek istedim
Fakat orda, çaylak yuvası varmış!
*****
Şaire sordum da, nedir sevdiğin?
Güldü sükût etti, daldı pek derin
Meğer ki gönlünde, şu kör geçimin
Bitip tükenmeyen, tasası varmış
*****
Ey kalem, özümüz hakkıdır böyle
Kimseyi zem ve medih benden isteme
Desin yârânımız, hep dinledikçe
Edib’in, hoş bir şakası varmış
-------------------------------------
Sükût: Sessiz kalma
Zem ve meth: Kötüleme ve yağ çekme
-----------------------------------------------------
Aslı Nevşehirli olan Edibali Öğretmenim Afyon Lisesinde Fransızca dersimize girerdi. Ondan anı; “Parle vu Franse” sözcüğü. Gülümseten, hicveden hoş sohbetleridir. Arapça, Farsça bilen hocamız, Osmanlıca’ya vakıf idi.
Bu yönüyle Afyon edebiyat ve kültür hayatında önemli eserler, araştırmalar ortaya koymuştur. Her konuşmasında veciz derin düşündüren kelimeler bulunurdu.
Afyon Taşpınar Dergisinde, gazetelerde yayınlanmış pekçok yazıları vardır.
Dini bütün, milliyetçi bir özelliği vardı. Müslümanım, Türküm, savaşçı bir milletin torunu. Kılıç sahibi bir Peygamberin ümmeti savaş görmüş vatanın evladıyım derdi.
Hz.Mevlana’ya ve Sultan Divani’ye bağlı bir Mevlevi idi. Oğlu doktor Haluk Nurbaki’yi de kendi gibi yetiştirmişti. 1958 yılında vefat etmiştir. Afyon asri mezarlıkta, ailesiyle medfundur.
Nur içinde yatsınlar. Ailece topluma yararlı kişilerdi.