Cetvelle çizilen Devletler
Çocukluğumun bir kısmı Mevlevi Cami üzerindeki evimizde geçti. Aşağıda Türbe yokuşu. Köşede Yukarı Pazar karakolu. Oynayabilecek yer yok. Kışın Can Baba çeşmesinden aşağı karlı havalarda kızakla kayılırdı. Kartopu, kardan adam yapılırdı. Ağabeyler, ablalar bize göz kulak olurdu. Kız-oğlan tüm komşular kardeş gibiydik.
Yazın, daha yukarılara çıkar. Büyüklerimize papatya hatim çiçeği gibi çiçekler toplar. Babaannemize verir, onları memnun ederdik. Bademler toplardık. Hıdırlığı çapalayan kadınlara su, yiyecek ikram ederdik.
Hıdırlıkta taştan kanallarla (Ark’la) su gelirdi. Yamaçtaki mahzene, oradan da Can Baba çeşmesine, karanlık dede su deposuna akardı. Evlerde çeşme yoktu. Güğümlerle (Bakır kaplar) taşınırdı.
Şimdiki oyun sahaları, salıncaklar vs. Yok. Çocukluk, gençlik heyecanı ile türbe grubu oluştu. Fikret ağabey (Efevari davranışlarıyla), Tokmanlar, Merdivenciler, Serdar Oğulları biraraya geldi. Hıdırlığa el attılar. Karşılarında da rakip oluşmuş Taşpınar ekibi. Hamaloğulları, Erhan-Cengiz Taşpınar reisliğinde bizimkiler hücum eder. Onları Mürdümek Sultana kadar taşlıyarak kovalar. Biz küçükler yumruk gibi taş toplar ellerine verirdik. Bazen de Taşpınarlılar, bizi Canbaba çeşmesine veya Türbe mahzenine kadar kovalar. Ev köşelerine sinerdik. Akmescit mahallesi hiç yardımcı olmazdı. Onların yokuşu biraz daha, dik olduğu için harekete elverişli değildi.
Hıdırlığı her iki ekipte, bir türlü paylaşamazdık. Kâfi Kubbeli Mescid’e kadar bizim olur. Kâh geri çekilir Türbe’yi sınır kabul eder. Korumaya, korunmaya alır çaba sarf ederdik.
Anılardan ders alınması gerektiğini düşünüyormuş. Günümüzde Irak-Suriye, hatta güneyde Katar-Suudlar sınırlar bir günde bakıyorsunuz, bir o tarafa, bir bu tarafa kayıyor. Kendi aralarında mücadele etseler, anlaşsalar diyorum. Kendileri savaştan kaçıyor. Amerika-Rusya onlar adına savaşıyor. Arap, Kürt, Türkmen, Irklar, Şii-Sünni ekipler, gruplar var. Beyanlar, efelenmeler eksik olmuyor.
Türkiye, teröristlerle mücadelesini sürdürüyor. Oralarda dirlik düzenlik olsun diye! Bakıyorsunuz. Onlar PKK, PYD ve DEAŞ’a destek oluyor. Türkiye’yi işin içine sokmak istiyor.
Bu karmaşaya en büyük sebep önce petrol kaynaklarını ele geçirme, ikincisi sınırların büyük devletler tarafından cetvelle çizilmesi olsa gerek.
Milli birlik yok. Dini birlik yok. Müslümanım diyor. Şiiliği üstün görüyor. Ezeli düşmanı İsrail’le ortak oluyor. Sünniyim diyor, Alevileri düşman belliyor.
Acaba Museviliğin, Hristiyanlığın, Müslümanlığın bu bölgede çıkması, toprağındanmı suyundan mı? İnsanlarının huyundan mı? Cevap vermek zor.
Asırlarca, rahat, huzur içinde Osmanlının korumasında olan bu topraklar, bu topluluklar neden bu hale geldi. Neden onları korumaya çalışan Osmanlıyı, hançerlediler. Anlamak mümkün değil.
Irakta deprem oldu. Anında yardım eden Türkiye. Bundan da mı ders almazlar.