Ankara Rahmi Koç Müzesi
Müze Ankara Kalesine çıkılırken yokuşta sağda. Kale kapısı karşısında yer alıyor. Anadolu Medeniyetlei Müzesi. Yukarı kısmında aradaki bir iki bina olmasa bitişik sayılır.
Eskiden Han (İşyeri otel) şeklinde kullanılmış. Çengel Han ve Safran Han’ın birleştirilmesiyle müze haline getirilmiş.
Safran Han 1511 yılında Kervansaray olarak yapılmış. Daha sonra cezaevi (hapishane) şeklinde kullanılmış. Ortada geniş bir alana bakan odalar üç katdan teşekkül eiyor.
Çengel Han ise Kanuni Sultan zamanında Mihrimah Sultanın eşi Damat Süleyman Rüstem Paşa (ki Afyonda da Medrese, Bedesten, Kervansaray yaptırdığı tarihde geçer) tarafından yaptırılmış.
Asırlar geçmesine rağmen sağlam olarak ayaktadır. Bitişiğinde otel ve yöresel yemeklerin sunulduğu turistik bir lokanta var.
Ankara’nın ilk sanayi müzesidir. İçinde bölüm bölüm eserler yerleştirilmiş. 1850 ylından bu yana sanayide kullanılan, aletler, ilk daktilo, ilk televizyon radyo gibi elektrikli araçlar, ulaşımda kullanılan (Hava, deniz, kara) vasıta ve araçlar sergileniyor.
Bisiklet, motosiklet, otomobiller, kamyonetler, ilklerden bugüne gelişenler sunuluyor.
Saat çeşitli, oyuncaklar, çocuk evleri (İngiliz, Fransız tipleri) yüzlerce çeşit.
Osmanlı dönemi hatırlatan, Padişah, Lala, Hanım, Sultan, esnaf sanatkar heykel ve heykelcikleri çeşitli ayet, dua yazılı levhalar. Cami kubbesi üstü süsler bulunuyor.
Minyatür makineler imal eden bir teknik eleman devamlı çalışıyor.
Tavana asılı (pırpır) bir küçük uçak adeta uçuyor. Tabancalar, tornalar, kule için çalışır saatler ve tabii Rahmi Koç’un gülümseyen bir heykeli var.
Atatürk’ün ayakkabı, elbise, tabla, sigara, kalem gibi özel eşyaları armağan edilmiş. Özellikle pek çok malzeme kitap eşya müzeye bağışlanmış katkıda bulunanların isimleri altlarına yazılmış.
Eğer dikkatle izleyecek olursanız. Bir gününüzü feda etmeniz gerekebilir. Çocukları, öğrencileri bazı bölümlerden ayırmak, zor gelir.
Müzeden tam çıkacağımız anda, bir rehber geldi. Para bastınız mı? Diye sordu. Bir baskı makinesi gösterdi. İçine madeni para koyduk. Kolunu elimizle çevirdik. Birkaç saniyede paranın aynısını makine verdi. Böyle ilginç şeyler insanı şaşırtıyor.
Rahmi Koç’la fotoğraf çekindim. Ne varki Rahmi Bey, beni belki para ister diye arkada geride durdu. Bu da müze gezisinin şakası.
Teknik konularda gelişim görmek isteyenler bu müzeyi gezmeli, insanın ufku açılıyor. Teknik nereden nereye gelmiş. Nereye gider insanı bir düşünce alıyor.
Sayın Vehbi Koç Ulusta Atatürk anıtı arkasında tek kat dükkanlarda Ahmet amcamla işyeri komşusuymuş. Uyanık biri diye anlatılırdı. Bakal dükkanından inşaatçılığa başlamış, ilerlemiş. Amca babaannemin telkinleriyle Afyon’a geri gelmiş.