Afyon Lisesinden anılar
İlk okulda öğretmenim Kâşif Demiröz beni lisede okuyacaklar arasına almış. Ve sıkı bir eğitime sokmuştu. Orta okulda dersime çalışır, verilen görevi gününde yapardım.
Matematik öğretmenim (İbena) İbrahim Erçetin yazılı sınavlarda, bizi serbest bırakır. Kendisi kürsüde gazete okurdu. Ama kim kopya çekmiş. Kim arkadaşının cevabını yazmış bilirdi. Notu’da ona göre verirdi.
Öğle tatillerinde bende gazete okumaya başladım. Hürriyet ve Tercüman çok okunurdu. Tercüman Pehlivan hikayeleri anlatır. Güreşler günlerce sürerdi. Ben Hürriyet’i okurdum Liseye geçtiğimde. Afyon Gazetelerinin haber, tenkitleri pek az olurdu. Matbaacı Kadir Davaslıya gittim. Bende yazayım basın dedim. Kabul etti. “Galipciğim, mürekkep kokusu sinerse bırakamazsın” dedi.
İlk köşe yazım “Yıldızlı Semalarda Haşmet ne güzel” başlıklı köşe yazısıydı. Oruçoğlu sinemasında, film seyredenlerin sigara içişini tenkit idi.
Öğretmenlerime gösterdim. Çok beğendiler “Senmi yazdın” diye soranlar oldu. Dikkatlerini çekti. Ders aralarında konuşurduk. Şair Osman Attila’nın “Güzelim dağından doğarken güneş” diye bir şiiri vardı. Hoşuma gitti.
Ona benzer bir şiir yazdım. Tayyar Ataman hocamıza gösterdim. “Ölçü, uyum güzel fakat başkasını taklit etme içinden geldiği gibi coşkunu belirt. Taşpınar, Kale, Hıdırlık gibi konuları işle” dedi.
Yazdıklarımın bir kısmı gazetede çıktı. Müzik öğretmeni Yusuf Dağpınar’la röportaj yaptım. Eşi Reyhan hanım bize hep batı müziği (Nota-Solfej) öğretiyordu. Niye Türk klasik müzik, türküler yok diye sorular sormuştum.
“Yine bir gül nihal aldı, bu gönlümü” şarkısının öğrenip söylenmesine sebep oldum.
Bütün bunlar lise öğretmenlerimizin bana olan ilgisini artırdı. Teneffüslerde beni çağırır, fikir verir, görüşlerimi öğrenmeye çalışırlardı.
Lise bitti. Kırk yıl sonra tarih hocamız Hüsan Gülçat Afyon’a geldi. Oruçoğlu otelde konuk ettik. Beni görünce gel bakalım 630 Galip deyince şaşırdım. Ben lise numaramı unutmuştum.
Şiire yazarlığa devamımı sordu. “İş-ticaret hayatı nedeniyle fazla yazamıyorum” dedim.
Yaz! Dedi. “Yazdıkça açılırsın. Daha iyisini, güzelini yazarsın. Fırsat buldukça oku” dedi.
Onun etkisiyle şiir, dini, gezi yazılarla on kitap bastırdım. Dağıttım. Bir oda dolusu kitaplığım var. Pek çok şehirden gönül dostlarım oldu. Takip edenlerim var. Lisede atılan tohumlar meyvelerini verdi.
Tüm öğretmenlerimi saygıyla anarım. Ölenlere rahmet, sağ kalan varsa, sağlıklı yaşam dilerim.