Büyük dedem Şahanoğlu, Turabi ile zikir ehli olduktan sonra, nefsinin körelmesi için, Şahanoğlu’nun Turabi Hz. nin emri ile, Otpazarı Camii önünde, kanala atlamasını okumuştuk. İlerleyen zamanlarda, hocası Turabi, ağa elbiseleri yerine, pahalı çuha (Kaliteli kumaş) elbiseler yerine, sade basit giysiler giymesini tavsiye eder. Büyük dedem, Şahanoğlu, bu tavsiyeye’de (emre’de) tereddütsüz uymuş. Basit sade elbisler giymeye başlamıştır.
Ancak bir süre sonra, günün birisinde, Şahanoğlunun köy odasında; Turabi, Şahanoğlu, Deli Bekir (Harabi) otururken, sohbet ederlerken, Turabi şöyle der.
- Hariabi!(Deli Bekir) Şayet Hak için, dervişlik için, hükümdarlığını, tacını, tahtını, terekeden İbrahim EDHEM (Horasan Belh hükümdarı) benim zamanımda olsaydı, O’nun Padişahlığını geri verir, dervişliğine de ziyan vermezdim, der.
Der, de Harabi durur mu? Deli Bekir zaten, doğuştan hazır cevaplı olduğu için, Hocası Turabiye şöyle der..
— Mademki Sultanım böyle söyler. Bizim Şahanoğluna’da müsade et, izin ver, basit elbiseleri çıkarsın. Pahalı, Çuhadan, forslu , kaliteli elbiselerini, tekrar giymeye başlasın efendim, der.
Turabi Hz, büyük dedem, Şahanoğluna , Çuha elbiseler giymesine izin verir.
Şahanoğlu da, tekrar ağa elbiseleri giymeye başlar.
Bu olay, babalarımızdan, dedelerimizden böyle anlatılır. Ayriyeten, Edip Ali Bakı ve Fikri Yazıcıoğlunun eserlerinde ‘de, buna yakın anlatılmaktadır.