Olgunluk ne demek bu hafta ondan bahsedelim mi? Belki yaşlı bir ağaçta, hikayeler anlatan bilge bir dedede olgunluğu görüyor ve hissediyoruz. Ama şu olgunluğu biraz ciddi ciddi konuşalım isterseniz. Öncelikle en genel anlamı ile olgunluk bir kabulleniştir, ancak bu kabullenişi teslim olma gibi düşünmeyin. Bu kabulleniş kendini kabul etme ile başlar. Kendi ile barışık olan, içsel dinginliğini yakalayabilmiş, kendini koşulsuz sevebilmiş insan olgundur. Olgunluk aslında yaşla çok alakalı olmasa da yaşananlar ve yaşananları algılayış şeklimiz ile alakalıdır.
Olgun insan nasıldır? Nasıl olmalıdır? Olgun insan sosyallikten zevk alıp bunu zenginlik sayarken, kendisiyle baş başa kaldığı anların da tadını çıkarabilir. Kendini başkalarıyla kıyaslamayı çoktan bırakmıştır. Gereksinim ile istekleri ayırt edebilip istekleri gerektiğinde erteleyebilir. Gerçeklikler karşısında işlevsel olmayan tepkiler vermek yerine çözüm odaklı yaklaşabilir. Kendini veya etrafı suçlamak yerine ders çıkarabilir. Çünkü dünü değiştiremeyeceğini asıl zenginliğin bugünde olduğunu bilir. İnsanların iyi veya kötü diye ikiye ayrılmadığının, her insanda iyinin de kötünün de olduğunun farkındadır. Yine aynı şekilde bir olay karşısında insanların haklı haksız diye keskin bir şekilde ikiye ayrılmadığını da bilir. Çünkü her insan kendi bakış açısıyla kendine bir şeyi hak görebilir. Maddiyattan bağımsız olarak küçük mutluluklar ile günü kurtarabilir. Duyguların iyisini de kötüsünü de kabullenir. Mutluluğu da üzüntüyü de kucaklar. Zenginliği maddiyatta değil sağlam aile ve dost ilişkilerinde bulur. Olgunluk doğaya ve doğanın getirdiklerine saygıyı da içinde barındırır. Bizler ne kadar olgunuz? Olgunluğa ne kadar yakınız? Şimdi bunu düşünme zamanı…