80. HAFTA TÜRKELİ GAZETESİ SANAT-KÜLTÜR SAYFASI YAZILARI
HAZIRLAYAN: ŞABAN KORKMAZ
HAFTANIN AYET-İ KERİMESİNİN MEALİ: “Ey İman edenler! Rüku edin; secdeye kapanın; Rabbinize ibadet edin; hayır işleyin ki kurtuluşa eresiniz.” (Hac Suresi: 77)
&&&
GÜNÜN HADİS-İ ŞERİFİNİN MEALİ: Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor: “İnsanoğlu karnından daha kötü bir kap doldurmamıştır. Belini doğrultacak kadar üç lokma yemek insana yeter. Eğer ille de faza yemek isterse karnının üçte birini yemeğe, üçte birini suya, üçte birini de nefese ayırsın.” İbn-i Mesud (r.a.)
&&&
BAŞYAZI: ŞABAN KORKMAZ
SEN ÖYLESİNE BİR EVLAT YETİŞTİR Kİ SEN ÖLDÜKTEN
SONRA BİLE SENİN İÇİN HİMMETTE BULUNSUN.
İnsan bu ya! Hiç şüphesiz ki çiğ süt emmiştir. Her bir insanın huyu, tüyü, yemesi, içmesi, oturması, kalkması, büyüklere ve küçüklere karşı davranışı, tembelliği, hasisliği, cömertliği ve edebi birbirine benzemez.
Yıllar önce bir köyde doğup büyüyen, ilkokulu köyünde okuyup, köyünden tahsil için ayrılan ve yıllar sonra kendi köyünü ziyarete giden bir genç köyüne geldiğinde çoğu akrabasını tanımaz bir konuma gelmiş bulunmaktadır. Anne ve babası sılayı rahim bilmediği için çocuk ta yıllar yılı köye gelemediği için akrabalarını unutmuş, köydeki hayata bir başka şekilde bakmaya başlamış.
Genç delikanlı köyde bulunan emmisi, dayısı ve akrabaları tarağından karşılanmış ve misafir edilmiş. Genç delikanlı artisttik bir biçimde onu bunu gösterip sormaya başlamış gır gır olarak.
-Bu ne?
-Şu ne, ne işe yarıyor?
-Aaa bu da neyin nesi?
Emmi, dayı ve akrabaları bu sorulara bir yere kadar sabretmişler, ama gelin görün ki soruların ardı arkası kesilmeyince kafalarının tası atmış. Çünkü delikanlı bildiği şeyleri tam bir şehirli edasıyla bilmeme gibi bir tavır içine girip böyle bir tavır takınması köydekilerin garibine gitmeye başlamış. Bu durumu fark eden köydeki akrabalar bu durumda bulunan gencin bir derse ihtiyacı olduğunun fakrıma varmışlar. Emmisi ve dayısı sen bunların hepsini bize sorup durursun ama sen bu sorduklarının üstüne basarsan ismini kendilerini söyler demişler. Genç adam söyledikleri gibi aletin ucuna basınca;
-Aahh, Allah cezanı versin dirgen emi senin!...
Büyükler ne demiş:
-Ne oldum deme sakın ne olacağım de.
-Nereden geldim ve nerede kalacağım, nereye gideceğim, de.
-Dönüp dolaşıp geleceğim yer yine kürkçü dükkanı değil mi, de.
-Anne ve babanın sılayı rahim denen meseleyi sana anlatmamaları ve bunu yerine getirmemeleri ne kadar ayıp değil mi?
-Esas bu milletin efendisinin köylü olduğunu unutmak neden ve niçin? Onlar ekmeseler, onlar dikmeseler bu şehirliler ne yiyip içecek? Diye düşünmemek ne kadar da bencillik ve cahillik olur değil mi?
-Sen sana verilen nimetleri bilmezsen, onlara hamdetmezsen Yüce Allah onları azaltmaz mı?
-Yediğin lokmaların haram mı, yoksa helal mi olduğunu düşünmeden yemek sana neler kazandıracak hiç düşündün mü?
-Yenilen bir haram lokmanın bir vücudu tamı tamına kırk gün terk etmediğini ve yapılan ibadet ve taatlerin o vücuda kırk gün lezzet tattırmadığını ne zaman bileceğiz?
-Yenilen bir lokmanın soframıza gelince kadar nasıl ve hangi evrelerden geçtiğini bilmeyecek olursan o nimetlerin kadrini nasıl konuşabileceğiz?
-Çocuklarımız daha küçükken onları terbiye etmemek, milli ve manevi değerleri onların kalplerine nakşetmemek bizi nasıl bir durum ve vaziyet içine koyacaktır, hiç düşündük mü?
Konu ile ilgili olarak şöyle bir Asr-ı Saadet dönemine uzanmaya ve şu nükteyi değerlendirmeye ne dersiniz?
Bir gün bir gelip Peygamber Efendimize anne ve babasından şikâyet etmek istedi. Rasullullah Efendimiz ona Buyurdu ki: “Annen seni dokuz ay karnında gezdirdi, doğduktan sonra iki sene emzirdi. Seni büyütünceye kadar koynunda besledi ve sakladı, Sen hasta olunca hasta oldu, sen sevinince sevindi. Baban da seni büyütünceye kadar birçok zahmetlere katlandı, okuyup adam olman için o kadar masraf etmedi mi? Bu ana kadar iaşe ve maişetini temin etmedi mi? Ayrıca annen ve baban sana dinini, imanını öğretti. Seni İslam terbiyesi ile büyüttüler. Bütün bu şimdiye kadar yapılan bu iyilikleri ve güzelliklere karşı şefkatsiz olurlar? Bundan daha büyük ve kıymetli şefkat olur mu? Şunu da iyi bil ki ana-babaya iyilik etmek, nafile namaz, oruç ve hac faziletlerinden daha faziletlidir. Ana-babasına hizmet edenlerin ömrü bereketli ve uzun olur. Ana-babasına karşı gelip, onlara asi olanların ömürleri bereketsiz ve kısa olur. Ayrıca şunu da ifade etmek gerekir ki; Ana-babasına ası olan mel’undur.”
Yüce Rabbimiz yaşadığımız süre içinde anne, babasının, dostlarının ve arkadaşlarının kıymetini bilenlerden eylesin. Onlar eğer ahirete irtihal etmişlerse her ay kazancımızın belirli bölümünü onlar için himmet etmeyi nasip etsin. Âmin.
&&&
SAĞLIK KÖŞESİ:
YUMURTANIN FAYDALARI
Yumurtanın en iyisi tavuk yumurtasıdır. Rafadanı (az kaynatılmış hali) katısından daha besleyicidir ve mutedil bir gıdadır. Katısı hiç şüphesiz ki buhara dönüşür. Sarısı hararet, akı soğukluk verir. Yumurta akı yüze sürülecek olursa güneşin tesirini önler. Günde bir adet yumurta yemek elbette vücuda faydalıdır.
Ayrıca pişmiş yumurta yanıklara iyi gelir, sancıyı keser, göz ağrısını dindirir. Rafadan yumurta öksürüğe, göğüs tıkanıklığına, ses kısıklığına ve adet kanamalarına iyi gelir. Yumurta hazmı kolaylaştırır ayrıca besleyici özelliği vardır. (Sağlık Öğütleri Kitabından)
&&&
TEMENNİMİZ ODUR Kİ!
Çok şey beklemeyin olur mu?,
İkibinyirmidört yılından,
YETER Kİ;
Ocağınız tütsün,
Nefesiniz yetsin,
İmanınız yitmesin,
Sevdikleriniz gitmesin.
&&&
BİR BİLEN DİYOR Kİ:
-Her işe besmele ile başlamayı unutma.
-Her zaman abdestli bulunmaya özen göster.
-Helal lokmayla beslenmeye bak.
-Meclislerde iki dinle bir söyle.
-Başkalarının etlisine sütlüsüne karışma.
-Allah tarafından sana verilen iman ve sağlık nimetinin kıymetini bil.
-Yapacağın her bir işte Allah rızasını gözetmeyi bil.
-Yatağa yattığın zaman uyuyana kadar ‘TEBBET’ suresini oku.
(Dinlediğim sohbetten alıntılar)
&&&
PAYLAŞMAK ÖNEMLİ BİR MESELEDİR!
Paylaşmak erdemli ve kendini bilen insanların en önemli özelliklerinden birisidir. Ellerinde bir dilim ekmek bile varsa onu yalnız başına yemezler, birileriyle paylaşmaya özen gösterirler.
Dostlar birbirlerinin sevinçlerini ve dertlerini paylaşırlarsa hepsi de yerini bulur. Dertler paylaşılırsa azalır, sevinçler paylaşılırsa hiç şüphesiz ki çoğalır. İlkokul öğretmeninin çocuklara vermesi gereken en önemli davranış bu olmalıdır. Ayrıca çocukların yedi yaşına kadar öğretmeni olan anne ve babalar da çocuklarına o yaşlarda bu konuyu işlemeli ve kalplerine yerleşmesini sağlamaya çalışmalıdırlar.
Şurası hiç bir zaman unutulmamalıdır ki; “ÇOCUKLAR YEDİSİNDE NE İSE YETMİŞİNDE DE ODUR.”
(Öğretmenimin Söylediklerinden)
&&&
HAFTANIN BEYİTİ:
NAMAZ SANCIMA İLAÇ, YANIK YERİME MERHEM,
ONSUZ EBEDİ ÂLEM BENİM OLSA İSTEMEM.
Necip Fazıl KISAKÜREK
&&&
KALPLERE YAZILMASI GEREKEN ATASÖZLERİ
-Ya göründüğün gibi ol, ya olduğun gibi görün.
-İçi temiz olanın dışı da temiz olur.
-İyi insan özü-sözü bir insandır.
-Temizlik sağlığın en önemli unsurudur.
-Her gördüğün insanı kendinden üstün bil.
-Hiçbir kimsenin gıybetini yapma.
-Alimler gökteki güneş gibidir.
-Alimler Peygamberlerin varisleridir.
Okunacak kitaptan alıntılar
&&&
HAFTANIN DÖRTLÜĞÜ:
Kalplerimiz günah dolu,
Var mı bunun izah yolu,
Tek cennete geçiş yolu,
İyi bil ki İstiğfardır.
Şaban KORKMAZ
&&&
DUYDUK DUYMADIK DEMEYİN:
1-Torun kokusu dünyanın en pahalı parfümlerinden bile güzeldir.
2-Günde ÜÇ adet ceviz yemeyi ihmal etmeyin.
3-Sarımsak ve soğan en güzel antibiyotikdir.
4-Kış günlerinde kış çayı içmek sağlık için bire birdir.
5-Sabahları aç karnına bir bardak suya yarım limonu sıkın ve içine iki kaşık üzüm pekmezi katın karıştırın ve için.
6-Tatlı dil ve güler yüz ömrü uzatır ve bereketlendirir.
7-Yetim ve öksüzleri sevindirmek sizi inanın mutu edecektir.
(Dedemin bana söylediklerinden)
&&&
AKLINIZDA BULUNSUN!
Kimyon, sindirime uğramadan karaciğere ulaşan tek baharattır. Toz kimyondan yarım çay kaşığı bir bardak su ile yutulması ŞEKER HASTALIĞININ İLACIDIR. (Muinüddin Çişti)
&&&
TEFEKKÜRE DALMANIN NETİCESİ
Yıllar önce bir arkadaş tanımıştım. Belirli bir süre sonra başka bir şehre tayini çıkınca gitmişti. Yıllar sonra bir ardaya gelip sohbet etmek nasip oldu. Öğle yemeği vakti geldiği için kendisine yemek söylemek istediğimde niyetli olduğunu söylemişti. Aradan birkaç gün geçmişti ki yine çarşıda karşılaşmıştık ki kendisine çay kahve ikramda bulunayım dedim, hocam niyetliyim demişti. Merak edip sormuştum kendisine: “Zamanında tutamadığın oruçların mı var? Diyerekten. O da şöyle cevap vermişti: “Hocam küçük yaşlardan itibaren günlük olarak namazlarımı kıldığım için şu an üzerimde namaz borcum yok. Ancak görev yapma zamanında gafilce hareket ettiğim için birkaç yıl oruçlarımı tutamadığım için o tutamadığım oruçlarımı şimdi emekli olunca Cuma günleri hariç her gün oruçlu geçirmeye ve borçlarımı ödemeye çalışıyorum.”
Bunları duyunca kendimi sorulama ihtiyacı hissettim. Aklıma Ramazan ayının haricinde Pazartesi ve Perşembe günleri hep oruç tutan bir dostum aklıma gelmişti.
Geçmiş günleri hatırlayarak, tefekküre dalarak namaz ve oruç borçlarını hatırlayanlara ve ödemeye çalışanlara Rabbim kolaylıklar versin. Ömürlerini ve kazançlarını bereketli eylesin.
Umarım yukarıda yazıdaki cümleler birilerinin gafletten uyanmasına vesile olur, düşüncesini taşımaktayım.
&&&
ALLAH (C.C.) HER ŞEYİ GÖREN VE BİLENDİR!
Hiç şüphesiz ki vücudumuzdaki organların uyumlu çalışmasında, yağmurun ve karın yağmasında, toprağa ekilen tohumların bir karışıklık olmadan farklı renk ve tatlarda yetişmesinde, güneşin doğuşunda, ay, gezegen ve dünyamızın hareketlerinde, gece ve gündüzün birbirini takip etmesinde, mevsimlerin oluşumunda kısaca gördüğümüz, göremediğimiz her şeyde bir ahenk, bir güzellik vardır. İŞTE BU DÜZENİN YEGÂNE SAHİBİ HİÇ ŞÜPHESİZ Kİ ALLAH’TIR.
Öyleyse bizleri ne düşmektedir? Bizi yoktan yaratan Yüce Allah’a gereği gibi kulluk yapmak kalıyor değil mi?
&&&
BİLİYOR MUYDUNUZ?
Kendilerine kitap verilen Peygamberlerden;
-Tevrat’ın Hz. Musa Aleyhisselama,
-Zebur’un Hz. Davud Aleyhisselama,
-İncil’in Hz. İsa Aleyhisselama,
-Kur’an-ı Kerim’in Hz. Muhammed (s.a.v.)’e
VERİLDİĞİNİ BİLİYOR MUYDUNUZ?
&&&
KIR BELİNİ ŞEYTANIN
Yandım Allah demeden,
Vur beline şeytanın.
Haram lokma yemeden,
Kır belini şeytanın.
Çöreklenmiş yatıyor,
Günah alıp satıyor,
Dönüp sana bakıyor,
Kır beline şeytanın.
Dostum kırpma gözünü,
Kurşuna diz özünü,
Tutup durma sözünü,
Kır belini şeytanın.
Nice insan arını,
Hakk’a harca varını,
Hiç düşünme yarını,
Kır belini şeytanın.
Korkmaz der ki fertleri,
Yumuşatın sertleri,
Paylaşarak dertleri,
Kır beline şeytanın.
Şaban KORKMAZ
&&&
ÇOCUKLARIMIZA KAZANDIRACAĞIMIZ ÖNEMLİ DAVRANIŞLAR
-Tatlı dil ve güler yüz.
-Misafir karşılama ve ona ikramda bulunma.
-Büyüklere karşı saygılı davranma.
-Akraba ziyaretlerini ihmal etmeme.
-Trafik kurallarını riayet etme.
-Hiçbir kimseyle kavga ve münakaşa etmeme.
-Ödevlerin zamanında yapılması.
-Sorumluluk duygularının kazandırılması.
-Olabildiğince cömertliğe soyunma hususu.
-Allah’ın verdiği nimetlere şükredilmesi.
-Dinleme ve söz alıp konuşma vaziyeti.
-Zamanında erken yatıp erken kalkma.
-Anne ve babanın sözünü dinleme.
-Büyüklerin önünde yürümeme.
-Hastaların ziyaret edilmesi.
&&&
DOKTORUNUZ DİYOR Kİ:
HERGÜN BOL BOL SU İÇMEYE BAKIN EMİ!
Yaşantınızda yaşınız ne olursa olsun bol su özen gösterin. Normal olarak bir insan günde ne kadar su içmelidir? Bunun ölçüsü vardır. Bir insanın kilosu kaç ise onu dörtle çarpmalı ortaya ne rakam çıkarsa o kadar litre su içmelidir. Kişi böyle yapmazsa ve günde yeteri kadar su içmezse beyin ve diğer organlar mevcut organların suyunu çekeceğinden ileride belli belirsiz hastalıklar ortaya çakacağından yukarıdaki ölçüye mümkün olduğunca uyulmasını tavsiye ederken HEPİNİZE SAĞLIKLI VE BEREKETLİ ÖMÜRLER DİLİYORUM.
(Aile Hekimi Dr. Yaşar AĞCA)
&&&