Siyaset tarihimizde birçok şey oldu.
Güneş motel olayı var.
Ya da başka bir deyişle 12’ler olayı.
Kısaca hatırlatayım.
Güneş Motel Olayı veya 12'ler Olayı, 1977 yılı sonunda, 1977 Türkiye genel seçimlerinde Adalet Partisi'nden milletvekili seçilen 12 vekilin partilerinden istifa ederek Cumhuriyet Halk Partisi'ne destek vermesini ifade eden olay.
Partiler arası vekil transferleri hep oldu.
Partisine kızan ayrılıp farklı partiler kurdular.
Bazı partiler mahkeme ve darbeler sonrası kapandı.
Aynı ekipler başka bir isimle yeni partiler kurdular.
Seçim öncesi partiler birbirini baya bir güzel eleştirip seçim bittikten sonrada el sıkışıp mecliste birlikte çalışmaya devam ediyor.
Hatta o sert eleştiriler yapan partiler ve genel başkanları birlikte koalisyon hükümeti kurmak zorunda kaldılar.
Koalisyon dünyanın birçok yerinde var.
Bazı ülkelerde 15 partiye kadar çıkar.
Ama bir sorun yaşanmaz.
Hatta Belçika’da 5-6 yıl önce tam 1.5 yıl hükümet kurulamadı.
Ancak!
Ülkede sıfır sorun.
Ne bir devlet işi aksadı, ne atamalar, ne de diğer işleyişte tek bir sorun yaşanmadı.
Ülkede yaşayan hiç kimse bundan etkilenmedi.
Çünkü oralarda partiler, liderler, başbakan, bakanların fazla bir önemi yok.
Kurumsal bir devlet yapısı var.
Hükümet olmuş olmamış çok önemli değil.
Her kurum kendi işini kurumsal yönetmeliklerine göre işini yapıyor.
Bizdeki gibi kişi bazlı değil.
Asıl olan devlet yapısı.
Avrupa’nın birçok ülkesinde sistem böyle.
Bizde ise her şeyin merkezi lider.
Eskiden başbakandı şimdi Cumhurbaşkanı.
Yeni Cumhurbaşkanlığı sistemi ile %51 oyu bulmak için artık seçimlerden sonra kurulan koalisyonlar şimdi seçim öncesinde İttifak adıyla kuruluyor.
Aslında her ikisi de aynı durum.
14 Mayıs öncesi 4 Cumhurbaşkanı adayı çıktı.
Recep Tayyip Erdoğan.
Kemal Kılıçdaroğlu.
Muharrem İnce.
Sinan Oğan.
Seçime sayılı günler kala Muharrem İnce adaylıktan çekildi.
Çekilmek zorunda kaldı.
Ya da çektirildi.
Ne oldu, nasıl oldu bilmiyoruz.
O çekildi ama oy pusulasında olduğu için yinede oy verildi.
Hatta kazara Muharrem İnce Cumhurbaşkanlığı adaylığından çekildim dese bile seçim sonunda kazansa ne olur?
%51’den fazla oy almış.
Kişi çekildi ama yasada hala aday?
Tamam madem halkım beni tercih etmiş Cumhurbaşkanı olayım bari dese ne olur.
Adam Cumhurbaşkanı olur muydu?
Olurdu galiba.
Cumhurbaşkanlığı seçimi 2. Tura kaldı.
Muharrem İnce çekilse de yinede bir miktar oy aldı.
Ama onun çekilmesi daha çok diğer aday olan Sinan Oğan’a yaradı.
%1.5 civarında beklenen Sinan Oğan’ın oyları %.5’in üzerinde çıktı.
2. Turda bir anda kilit adam haline geldi.
Sadece o değil onun destekleyen Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’da kilit bir konuma geldi.
Ülke siyaseti nasıl bir dönem yaşıyor.
%0.5 partiler %35-40 oy alan partileri masaya çekip kendi şartlarını dayatmaya ve kabul ettirmeye başlıyor.
Sinan Oğan, “Arkadaşlar bende bu iktidarın gitmesini istiyorum” diyerek daha çok Millet İttifakına göz kırparken bir anda nasıl olduysa Cumhur İttifakı adayı Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleme kararı aldı.
Ne oldu?
Nasıl oldu?
Kimler böyle bir karar aldırdı?
Sinan Oğan ile birlikte hareket eden ve aslında Oğan’ı destekleyen Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ ise Millet İttifakına karşı.
Hatta sert eleştirileri vardı.
İYİ Parti’den olaylı bir şekilde ayrılıp Zafer Partisi’ni kurmuştu.
Sinan Oğan ve Ümit Özdağ bir araya geldi.
Hatta kahkaha atan bir fotoğrafları ortaya çıkmıştı.
Sonra ne olduysa Ümit Özdağ’da karşı olduğu Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararı aldı.
Sanki birileri bizim aklımızla alay ediyor.
Ülke siyaseti de yaşadığımız mevsim gibi oldu.
Aynı gün hem hava güneşli hem soğuk, hem yağmurlu hem dolu yağıyor.
Sokakları sel götürüyor.
Havanın bile kafası karışık ya.
Ülke siyaseti de aynen öyle.
Bir tarafta milliyetçilik lafları, bir tarafta terörle anılan partilerle iş birliği.
Bir tarafta mültecileri göndereceğiz diğer tarafta mülteciler candır.
Olmadı.
Bir yanlışlık var.
Bu pazar seçim bittikten sonra mutlaka bu cumhurbaşkanlığı sistemi gözden geçirilmeli.
Hatalı, eksik ve sakıncalı yerleri ortaya çıktı.
Bazı düzenlemeler yapılmalı.
Bir sonraki seçime böyle gidilmemeli.
Şimdi kim kazanırsa kazandın meclis ile Cumhurbaşkanı arasında bir sıkıntı olacak.
Vekil dağılımı bazı yasaların değişmesi için yeterli olmayacak.
Bütçe nasıl yapılacak?
Nasıl geçecek.
Karışık bir durum.
Neyse siz bir şey anladınız mı?
Ümit Özdağ ve Sinan Oğan ne yapmaya çalışıyor?
Her iki tarafa da turuva atı gibi sızma eylemi gibi gelmiyor mu?