Nasıl insanların bir kimliği varsa ve hatta kuşlara, dağdaki hayvanlara sokak kedi ve köpeklerine bile kimlik veriyorsak.
Denizdeki karettakarettalara, balinalara bile cip takıp kimlik verip takip ediyorsak.
Ağaçlar, bitkiler, araçlar, binalar derken hayatımızda her şeyin bir kimliği ve kuralları var.
Elbette dünyanın birçok yerinde şehirlerinde bir kimliği, vizyonu var.
Olmalıda.
Ülkemizde henüz yeni yeni şehir kimliği fikri ve çalışmaları yapılıyor.
Bir şehrin, bir bölgenin, bir eserin ulusal ve uluslar arası marka olması için buna ihtiyaç var.
Şehirlerin marka olması, birçok açıdan önemli kazançlar sunmaktadır.
Bunun için şehirlerin üst yönetimde yer alan valilik, belediye, üniversite, sivil toplum kuruluşları, sanayi ve ticaret odaları, yerel medya gibi birimlerin şehir markası inşa etme ve markayı geliştirme konusunda profesyonel adımlar atmaları gerekmektedir.
Şehirde yaşayan 7’den 70’e herkesin fikir ve önerisine ihtiyaç duyulur.
Şehirleri şehir yapan orada yaşayan insanlardır.
İnsanlarda yaşadıkları şehirler hakkında fikir, öneri, görüşlerini belirtmeli.
Çoğulcu çözümlerle, akıllı adımlar atılır.
Yanlış en aza iner.
Gereksiz yatırımlar ve harcamalar son bulur.
Bunun için Ortak Akıl ve uzlaşı kültürü oluşturulmalı.
Elbette şehri yöneten unsurlar mevcut kanunlar, kuralları uygulatmak konusunda çalışmalı.
Ve bun konuda da tavizsiz ve herkese eşit olunmalı.
Sözde değil gerçekten uygulanmalı.
Mesela yolları yaya öncelikli boyamakla iş bitmiyor.
Onun uygulanması için kararlı ve ne bir şekilde takip edilmeli.
Yayaya yol vermeyen araçlar mobesa kameralarından takip edilip ceza yazılmalı.
Kimsenin keyfine bırakılmamalı.
Geçen hafta Almanya’dan ve Rusya’dan kardeşlerim geldi.
Sağ olsunlar Afyonda ziyaret ettiler misafirimiz oldu.
Her ikisi de yaya kurallarına o kadar sadıklar ki aklı gidiyor.
Çok büyük cezası var durmak zorundayız diyor.
Bizde ise araç kullanan kişinin keyfine, ruh haline kalıyor.
Benim kardeşlerim çok medeni ve çok duyarlı kişiler değil.
Yani sıradan sizin benim gibi insanlar.
Ancak yaşadıkları ülkenin kuralları o kadar net ve katı ki hiçbir izaha yer bırakmadan cezayı yapıştırıyor.
Cezada öyle böyle değil can yakacak boyutta.
O nedenle bizim kardeşler bile bir numaralı kuralcı insanlar haline geliyor.
Yani yapanın yanına kar kalmamalı.
En büyük caydırıcılık maalesef ceza.
Şehrin kuralları tamam, kanunlar tamamda her şeyi de ceza ile çözmememiz lazım.
Mesela kaldırımlara araç park edenler.
Akıl sağlığınızdan endişe ediyorum.
Yaşlısı var, hamilesi var, bebek arabalı anneler var, engelli vatandaşlarımız var, kaldırım onların hakkın neden araçlarınızı kaldırıma park edersiniz?
Bazen dolmuşlar, kamyonetler bile kaldırımda.
Trafik ekipleri ve zabıtalar bunları kararlı bir şekilde takip edip engellemeli.
Güzellikle olmuyorsa elbette ceza ile.
Mesela bazen bakıyorum apartmanın bahçesindeki ağaçlar budanmış, otlar yolunmuş ama hepsi kaldırımda.
Üstelik kaldırımın tamamını kaplayıp yola taşmış durumda.
Dağ başında olsanız yapılmayacak şeyi şehrin ortasında yapıyorlar.
Evde tadilat var tüm yıkılan kırılan malzeme kaldırımda, yeni alınanlarda kaldırımda.
Bunlar şehirde yaşayan bir insanın yapmaması gereken şeyler.
Şehir kurallarına hepimizin uyması lazım.
Uymayanı ise valilik, belediye ve kolluk kuvvetleri uymaları için gerekli cezaları vermeli.
Şehir Kuralları
Sizce bir şehrin, bugününün ve geleceğinin belirlenmesinde, yönetim zincirini oluşturan şehrin tüm aktörlerinin, dikkat etmesi gereken temel kurallar nedir?
Aslında bir yönetim yaklaşımını, kurallar çerçevesinde tarif etmek ya da sadece kurallara sığdırmak ilk bakışta cazip olmayabilir.
Ama siz eğer bu kuralları, Avrupa’da ya da dünyanın farklı noktalarında çok sayıda örnek şehrin hikayesinden yola çıkarak, onların deneyimlerinin kesiştiği noktaları bularak üretirseniz, yapılan iş ciddi bir anlam kazanır.
Şimdi size aktaracağım kurallar da bu anlamın değer karşılığını taşıyor.
Başarının hikayesi yazılırken, bir şehri yönetenlerin ve belli başlı aktörlerinin stratejik ortak önem listesi, çarpıcı; bir o kadar da sade, anlaşılır, net, ortak akla hitap ediyor:
1. Vizyoner önderlik ve kişisel yüreklilik.
2. Birbiriyle çatışan, akıl çelen onca fikir arasından, belli başlılar üzerine odaklanabilme becerisi.
3. Talep odaklı yaklaşım.
4. Farklı unsurları bir araya getirebilme kapasitesi.
5. Yeni akım ve gelişmeleri sindirebilme.
6. Global görüş ve düşünce.
7. Kültürlerarası deneyim.
8. Temsil yeteneği,
9. İletişim üstünlüğü.
10. İnandırıcılık, genel kabul.
11. Durulması gereken yeri, zamanı kestirme.
12. Şan ve şöhreti en aza indirecek alçakgönüllülük.
13. Etkili girişkenlik.
14. Beklentilerin ötesini gerçekleştirme.
15. Ortak Aklı
16. Uzlaşı
Bu kurallar bütününü ben oluşturmadım.
Başarılı, ortaklık anlayışı yaratılan, tüm aktörlerin katılımının sahicilikle sağlandığı bir şehir yönetiminde; profesyonel, ilkeli yaklaşımların bütününün eridiği bu kuralları, ‘Marka Şehir’ olmuş çalışmalardan var.
Bir şehirde yaşayan herkesin yönetim ile birlikte başarılı marka şehirlerin ortak stratejik yol haritasını çıkartıyor.
Yani bu kuralları, tüm aktörlerinin ortak bir platformda uygulayabildiği şehirler, hem markalaşıyorlar, hem de kendilerine dünyada yeni bir yol açıyorlar.
Başarıyı yakalıyorlar.
Şehir kimliği, şehir markasını yöneten paydaşların şehrin nasıl algılanması gerektiği tanımlamalarını ifade etmektedir.
Diğer bir ifade ile “kentsel kimlik” bir şehrin, çevrenin, doğal ve yapay elemanları ve sosyokültürel özellikleri ile tanımlanır.
Şehir kimliği, şehir imajı oluşturma ve şehrin konumlandırılması sürecinde anahtar bir faktördür.
Şehir kimliği, şehrin gösterilmek istenen yüzü olarak ifade edilebilir.
Şehrin istenildiği gibi algılanmasını sağlamaya yönelik oluşturulmaktadır şehir kimliğini oluşturan özellikleri şu şekilde sıralanıyor.
Coğrafi Özellikler (İstanbul, boğazı; Venedik, kanalları ile kimlik kazanmıştır).
İklimsel Özellikler (Akdeniz bölgesi ılıman iklimi ile kimlik kazanmıştır).
Anıt Yapılar ( İstanbul, camileri; Paris, Eiffel Kulesi; Moskova, Kremlin Sarayı) Şehir Meydanları ve Sokakları ( Venedik, San Marco Meydanı) gibi.
Afyonkarahisar kalesi, Frigya, Kocatepe Büyük Taarruz, termal kaynakları gibi özellikleri ile uluslar arası bir marka olabilir.
İşte bunun için şehir kimliği ve marka yönetimi gerekli.
Bütün bunlarda Ortak Akıl ve Uzlaşı ile olur.
Ama önce şehirde yaşayan insanlar şehir kurallarına uysunlar.
Uymayanlar ise caydırıcı ve eğitici cezalarla şehir kurallarına uymayı öğrensinler.