Afyon son dönemde bir birinden farklı organizasyonlara ev sahipliği yapıyor.
Şehir neredeyse festivaller şehri oldu.
Daha 3-4 yıl önceye kadar Afyon’da yapacak bir şey bulamıyoruz.
Sosyal hayat çok zayıf deniliyordu.
Şu anda bu sene nereden baksak 50’den fazla konser yapıldı.
Birçokları ülkenin en ünlüleri.
Tiyatroların biri geliyor biri gidiyor.
Durum böyle olunca her kesime göre etkinlik bolca olmaya başladı.
Düğünlere gelip giden sanatçıları saymıyorum bile.
Geçenlerde ünlü sanatçı Bülent Ersoy Afyon’da konser verdi.
Bülent Ersoy’u Antalya’da birçok konserini takip etmiş bir gazeteci olarak yakından bilirim.
Konser yapanlara ve geldiği mekana etmediği eziyeti bırakmaz.
Odası için ayrı liste, kulis için ayrı liste gelir.
Çerezler, meyveler, viskiler, kurabiyeler falan bir tek kuş sütü eksik.
Bunların hepsinin markası bildirilir ve asla eksik olmamalı.
Olursa yandı gülüm keten helva.
Kıyamet kopar.
Çok tanık oldum onun yanından çıkanların zangır zangır titreyerek ağladığını.
Elbette bunlar hoş değil.
Evet bir Bülent Ersoy kolay olunmuyor ama kimseye de bu şekilde eziyet etmek kimsenin haddine değil.
Zor biridir Bülent Ersoy.
Siz siz olun Bülent Ersoy’u uzaktan, kasetten, plaktan, klipten, televizyondan izleyin.
Canlı canlı izlemek isterseniz işiniz var.
Afyon’da verdiği konserde eminin baya bir eziyet çektirmiştir.
İsim büyük olunca eziyeti de büyük oluyor.
Yemediğiniz küfür ve hakaret kalmaz.
Afyon’da söylenen saatte sahneye çıkmadı.
Çıkması mümkün değil.
Gece yarısına doğu artık bu saatte çıkmaz denildiği anda tekerlekli sandalye ile geliyor.
Sahneye aynı şekilde tekerlekli sandalye benzeri bir şeyle çıkıyor.
Konser boyunca hiç yerinden kalkmadan tamamlıyor.
Öncesinde ve sonrasında söylediği laflar biraz yadırganıyor ama Bülent Ersoy söyleyince herkes sineye çekiyor.
Neyse harika bir ses, büyük bir sanatçı ama kaprisleri çekilmez biri.
Konser kazasız belasız bitiyor.
Bizim mermerciler Bülent Ersoy’a hediye verme yarışına giriyor.
Kimi haşhaşlı bir şeyler yapmış.
Kimi mermerden bir çanta yapmış.
Hediyeleri alan Bülent Ersoy mest oluyor tabi ki.
Özellikle mermerden yapılan özel çantaya bayılıyor.
Teşekkürler, fotoğraflar, hediyelerden sonra herkes evine Bülent Ersoy’da İstanbul’a dönüyor.
Sanatçıların verdiği birçok konserin bir haber değeri yoktur.
Konserde olan üstü bir durum olursa ancak o zaman.
Haber için başka bir şeyler olması lazım.
Bülent Ersoy hediyelerle birlikte İstanbul Havalimanına indiğinde magazin muhabirleri flaşları patlatıyor.
Ayaküstü birkaç sohbetten sonra Afyon konserinde aldığı iki kişinin zor taşıdığı mermer çantayı gösteriyor.
Afyonlu mermerciler bana 3 milyonluk mermer çanta hediye etti diye açıkladıktan sonra o gür kahkahalarından birini atıyor.
Açıklayan Bülent Ersoy olunca.
Hediye güzel bir mermer çanta olunca fiyatta bu hayat pahalılığında 3 milyonluk çanta olunca anında haber patlıyor.
Patlıyor patlamasına ama bu açıklama bizi mermercileri resmen ateşe atıyor.
Vay Bülent Ersoy’a 3 milyonluk mermer çanta ha.
Gözler bizimkilerinin üzerine dikiliyor.
Yahu mermer bir çanta nasıl 3 milyon olur?
Altından, pırlantadan yapsan hadi neyse.
Altı üstü 40 santime 30 santim civarında mermer.
Hani mezar taşı yaptığımız, merdiven, balkon döşemesi yaptığımız mermerin az biraz hallicesi.
Tamam biraz özel bir mermer ama öyle 3 milyonluk değil.
Bir milyon da değil.
Hatta 100 bin lira bile etmez.
Para eden şey mermer değil.
Ona kattığınız el emeği, göz nuru, sanat eseri yapmanız.
Para sanatçının kattığı değerdir.
Ama bizim mermerciler sonuçta bir Picasso değil yani.
Keşke olsalar, keşke dünyaya 3-5 milyonluk mermer eserler satsalar.
Yükte hafif pahada ağır eserler yapıp dünya koleksiyonlarında yerini alsa.
Neyse Bülent Ersoy’un basit bir şakası basına yansıyınca bizimkileri biraz zor duruma düşürüyor.
Umarım bunu sahi sanıp maliyeciler peşlerine takılmaz.