Vay be.
Dün yaşananları gördünüz.
Bu kadarını beklemiyorduk.
Kıymetli dostlar uzun zamandır bu sayfadan da yazıyorum.
ORTAK AKIL.
Dün 6’lı masadan 5’li masaya düşen.
Masanın en güçlü 2. Aktörü Meral Akşener’in hiç de hoş olmayan ve üstelik bir kadına yakışmayan tavır ve üslupla kalkıp, “Kumar masası, noter, dayatma, bizi masadan ittiler” gibi bir yıldır aynı masada oturduğu liderlere ağır sözler söyledi.
Oysa siyaset diplomasi, diyalog, uzlaşma, ortak çıkarlar, ortak beklentiler için yapılır.
Hele de söz konusu memleketse gerisi teferruattır anlayışıyla kurulan birliktelik böyle olmamalıydı.
Elbette kalkabilirsiniz, ayrıla bilirsiniz.
40 yıllık karı kocalar, çoluklu çocuklu, torunlu insanlar ayrılıyor.
Siz ki, birbiriyle çok farklı kültürlerden ve tabanlardan gelen liderlerin ayrılması gayet doğal.
Ancak ayrılırken de yarın yeniden yüz yüze geleceğiz.
Aynı mecliste yan yana, aynı koridorlarda dolaşacağız.
“Ayrılsak da beraberiz” der el sıkışır kalkarsınız.
Bütün bunlar olmadı.
Meral Hanım nasıl bir sabaha uyandıysa rüyasında mı bir şey gördü, kulağına biri bir şeyler mi üfledi, kalk masadan tek başına alırsın sen bu seçimi mi dediler bilemem.
Ama yaptığı hiç hoş değildi.
Bunu kendi partisi içinden de, sokaktaki tabandan da, medyada yorum yapanlardan da gördü.
Sonra ne oldu?
ORTAK AKIL devreye girdi.
Bir taraftan Temel Karamollaoğlu, diğer taraftan Gültekin Uysal.
Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu, Ekrem İmamoğlu, Mahsur Yavaş.
Diyalog, diplomasi kanallarını açarak küsmeden, kapris yapmadan, kırılmadan yeniden ortak bir yol bulmak için formüller geliştirdiler.
Dikkat edin “HİÇ KİMSE HEPİMİZ KADAR AKILLI DEĞİL”
Yani “ORTAK AKIL” kadar güçlü bir silah yok.
Dağılmaya ramak kalmış 6’lı masa daha güçlü bir şekilde yeniden kuruldu.
Formül, 6’lı masada 5 partinin istediği Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener’in istediği Ekrem İmamoğlu ve Mahsur Yavaş ise Cumhurbaşkanı yardımcısı.
Çözüm bu kadar basit.
Yeter ki siz diplomasi kanallarını açık tutun.
Son 24 saat’te neler oldu hep beraber gördük.
Süleyman Demirel’in siyasette 24 saat çok uzun sözü tarih oldu.
Siyasette bir saatte bile nelerin yaşandığını gördük.
Ben 30 yıllık gazetecilik hayatımda birçok şeye tanıklık ettim, her şeyi gördüm yaşadım sanırdım.
Dünkü kadar bir siyasi gitgeli hiç yaşamadım.
Cumhuriyet tarihinde de zaten böylesi ilkti.
Peki dünkü yaşananlar sadece genel başkanların ve belediye başkanlarının başarısı mı?
Bence hayır.
6’lı masaya yurdun dört bir yanında umut bağlayan, inanan milyonlarca insanın kararlılığı, onların inadı, tepkisi.
Halkın karşısında kimse duramaz.
Halk üzerine düşeni yaptı.
Yerinde ve dozunda tepkisini koydu.
Sadece Meral Akşener’e değil tüm liderlere.
Masanın 5 lideri de Meral Akşener gibi davransa bu iş geri dönmezdi.
Sustular beklediler.
Kendilerine hakaret edilmesine rağmen.
Sonuçta onlarda insan.
O laflara karşı cevap vermemek her adamın harcı değil.
Ama onlar sustu.
Bekledi.
Çünkü inandıkları bir şey vardı.
Söz konusu memleketse gerisi teferruat.
Siyaset hesap kitap işi.
6 partinin oy oranı, HDP ve kürt oyları, küskünler ve kararsızlarla 6’lı masa beni aday gösterse kazanmamak imkansız.
Kazanacak aday değil, “Biz kazanırız” inancı vardı.
Üstelik masada en tecrübeli siyasetçilerin başında Meral Akşener gelmesine rağmen akıl almaz bir karar ve açıklamayla hepimizi şaşırtmıştı.
Her şeye rağmen masaya dönmesi ve döndüğünde de 5 genel başkanın ne kadar olgun ve centilmence davranmasıyla Türk siyasi tarihi inanılmaz bir geri dönüş yaşadı.
6’lı masa gerçekten daha güçlü bir şekilde döndü.
Kazanan “ORTAK AKIL” oldu.
Ortak akılla altından kalmayacağınız sorun yok.
Yeter ki kişisel hırslarımızı, beklentilerimiz, çıkarlarımızı bir kenara bırakalım.
Bu sözü yazmaktan büyük keyif alıyorum.
Unutmayın, “Hiç birimiz, hepimiz kadar akıllı değil”
Ortak akıllı günler diliyorum.