Fihi Mâ Fih’ten Seçmeler:
Birisi;”Hakkâ namaz dan daha yakın yol var mıdır?”
Diye sordu. Hz. Mevlânâ, buyurdu ki:
“Gene namazdır, fakat namaz, yalnız şu görünen suretten ibaret değildir. Bu, namazın kalıbıdır. Çünkü bu namazın evveli ve ahiri vardır. Evveli ve ahiri olan her şey kalıptır.
“Tekbir,” namazın önüdür, selâm namazın sonu. Şahadet getirmek de ‘yalnız dille söylenen bir söz değildir. Çünkü onun da evveli ve ahiri vardır. Harfe, sese gelen her şeyin evveli ve ahiri olur, o da surettir kalıptır. O’nun ruhu benzersiz ve sonu yoktur, ne başlangıcı vardır, ne bitimi. Şu namazı enbiya ve evliya göstermiştir, belirtmiştir, açıklamıştır.
Şimdi bu namazı gösteren Peygamber şöyle buyuruyor:
“Benim Hakk ile bir vaktim vardır ki, o vakte ne nebiyy-ı Mürsel ne de melek-i mukarreb sığmaz” (Hadis-i Şerif) Şu halde bütün şekiller dışarda kalır, oraya sığamaz. Sırf mana (ma’na-yı mahz) olan Ceb’rail bile sığmaz.
Rahmeti ve ihsanı bütün alemleri kuşattığı gibi,
Merhamet ve gufranı da bütün âsilere şamildir.
O’nun vasıflarını anlatmaya kalkan kimsenin dili tutulur.
O’nun celâl meydanına dalan kimsenin beli bükülür.
“ O her an yeni bir iştedir.”