Hz. peygamber(s.a.v), kölesi Zeyd’e gönül hakkında şunları söyledi:
Gönül dilerse, gözler; zehrin, yılanların bulunduğu tarafa gider; gönül dilerse, baktığı şeylerden ibret alır.
Gönül dilerse, görülen şeylere bakar; gönül dilerse örtülü, gizli şeylere bakar.
Gönül dilerse, külliyat tarafına sevk eder; gönül dilerse cüz’iyatta hapis eyler.
Bu beş duyguda ( çeşmedeki lüleler, nasıl çeşmeye tabi ise ) aynı tarzda gönüle tabidir. Onun muradınca ve onun emrine göre iş görür.
gönül ne tarafa işaret ederse beş duygulu eteklerini toplayıp o tarafa gider.
Musa’nın elindeki asa nasıl Musa’ya tabi ise el, ayakta apaçık gönlün emrine tabidir.
Gönül isterse ayak, raksa girer. Yahut yavaş yürürken hızlı yürümeye başlar.
Gönül isterse el, parmaklarla hesaba girişir, yahut kitap yazar.
El, gizli bir elin hükmü altındadır. O gizli el içerdedir; bedeni istediği tarafa çeker.
Gönül isterse el, düşmanının üzerine bir yılan olur, eğer isterse dost üzerine yar ve yardımcı olur.
Gönül dilerse el yemek için kepçedir; dilerse on batmanlık gürz.
Acaba gönül, bunlara ne söylüyor ki ? Bu ne şaşılacak vuslat, bu ne gizli sebep.
Gönül acaba Süleyman mührünü mü ele geçirdi ki bu beş duygunun yollarını istediği gibi idare ediyor.
Beş zahiri duygu dışarıda kolayca onun mahkumu olmuş; beş batini duygu da içerde onun memuru.
Bu on duygu ve yedi uzuv ( vücuttaki ) daha da dille söylenemeyecek kadar çok kuvvetler… Gayri sen say.
Ey gönül, madem ki sen saltanat sürmekte olan bir Süleymansın peri ve şeytanlara hükmet!
Eğer bu ten ve vücut saltanatında, hileye sapmazsan üç şeytanda senin parmağından yüzüğü alamaz.
Ondan sonra ismin dünyayı fethedecektir. İki cihanda senin vücudun gibi senin tarafından idare edilecektir.
Fakat şeytan, elindeki yüzüğü alırsa saltanatın bitti, ikbalin ölmüştür.
Ondan sonra, ey Allah’ın ( zavallı ) kulları kıyamet gününe kadar giyeceğiniz hüküm ( YA HASRETEN ) ( Yazık o, kullara ) Yasin-30 dir.
KONUNUN KISA AÇIKLAMASI
Hz. Muhammed: “ Herkes vücudu memleketinin hakimi ve Süleyman’ıdır,”buyurmuştur. o halde ey gönül! madem ki sen böyle bir vücut ikliminin sultanısın. Devletinin kadrini bil! Yurdundu Süleyman gibi adil ve hakim ol! periler ve devler, elindeki mührü almasın; memleketin zulmün ve karanlığın zebunu olmasın istiyorsan vatanını rühani ve memleketi kuvvetlerle mes’ut et onlar üzerinden fesatçı ve şeytani kuvvetlerin tesirini kaldır. Kısacası parmağındaki o ilahi yüzükle perilere ve şeytanlara hakim ol.
Böyle yaparsan şeytanlar yüzüğünü alamaz. Şanın dünyayı fetheder. Yalnız kendi vücut mülkünü değil, bir gün iki cihanı da senin adaletin, senin devletin idare eder.
Eğer böyle yapmazda elindeki yüzüğü şeytana kaptırır, bu aziz tılsımı nefse esir edersen bütün saltanatın bütün bahtın ve ikbalin yok olur.
Ve sen, bundan daha yanlış bir yol tutup, ben esasen doğru yoldayım küfürde ve inkarlarda değilim der, küfürde ve inkarda olduğun halde hilelerinle kendi kendini aldatmaya kalkarsan, onlardan daha da zavallı olursun.
Çünkü senin Hak ve iyilik yolunda kullanmadığın terazi, nasıl olursa bir gün her halini tartacaktır.
Mevlüt Kandilimiz ve Cumhuriyet Bayram’ımız hepimize kutlu ve mübarek olsun inşallah.
Hz. Mevlana
MESNEVİ. 3564-3583. beyitler