ÇANAKKALE SAVAŞLARINDA ŞEHİT DÜŞEN KINALI HASAN’IN MEKTUBU
Çanakkale Savaşlarında ana oğul arasındaki mektuplaşmalar çok acıklıdır. Her iki taraftan özlem dolu ifadeler mektupları doldurur. Bunun yanında vatan sevgisi, görev aşkı ve şehadet duyguları da dile getirilir. İşte bu mektuplardan birisi de Arıburnu cephesinde savaşırken şehit düşen Kınalı Hasan’ın üzerinden çıkan mektuptu.
Kınalı Hasan annesine bir şiir başlamış ancak bitirememişti. Cebinden çıkan bu şiire şöyle giriş yapmıştı;
“Anam yakmış kınayı adak diye,
Ben de vatan için kurban doğmuşum.
Anamdan Allah’a son bir hediye,
Kumandanım ben İsmail doğmuşum.”
Kınalı Hasan’ın cebinden bir de annesinin mektubu çıkmıştı. Ama o mektuptan ziyade bir sorumluluk tavsiyesiydi. Bir haysiyet abidesi olan o mübarek ana bağrına taş basmış, vatan aşkı ve din sevdası kendinde volkanlaşmıştı. Eskilerin deyimiyle tam bir Osmanlı ve Anadolu kadınıydı. Bu haliyle mana aleminde o kadar büyüktü ki yolda yürürken yıldızlar ayağına takılacak kadar. Oğluna mektubunda diyordu ki; “Ey gözümün nuru Hasan’ım. Köyümüzde rahat rahat oturalım m? Vatan sevgisi içimizde alev alev yanıyor. Sen ecdadından babandan aşağı kalamazsın. Ben senin annen isem, beni ve seni Allah yarattı, vatan büyüttü. Allah bu vatan için seni besledi. Bu vatanın ekmeği iliklerinde duruyor. Sen bu ailenin seçilmiş bir kurbanısın. Hasan’ım, söyle zabit efendiye, bizim köyde kurbanlık koyunlar kınalanır. Ben de seni evlatlarımın arasından vatana kurban adadım. Onun için saçını kınalamıştım. El-Hükmü Billah. Allah seni İsmail peygamberin yolundan ayırmasın. Seni melekler şimdiden rahmetle anacaktır. Gözlerinden öperim. Annen Hatice.
Destanlaşan Çanakkale Mustafa Turan. (Alıntıdır)
Yorumlar
Kalan Karakter: