Uzun süre süren harpler dolasıyla memleket kaynakları çok zayıflamış, hatta tükenmişti. Millet çok yoksul düşmüştü. Büyük Taarruz öncesi ulusun hazırlanması maneviyatının yükseltilmesi için mitingler düzenlendi. Toplum bilgilendirildi ve birlik beraberlik ruhunun oluşturulması için çaba harcandı. Sakarya Zaferi kazanıldıktan sonra bütün Milletin morali yükselmiş ve vatanın düşmandan temizleneceğine olan inancı artmıştı.
İstanbul’un bozguncu propagandaları ve Yunan uçaklarının attıkları bildirilere kimse değer vermez olmuştu. Orduda ki firar olayları gittikçe azalmaktaydı. 5 Ağustos 1921 tarihinde çıkarılan yasa ile Başkomutanlık görev ve yetkileri üç ay için Mustafa Kemal Paşa’ya verilmişti. (Bu görev ve yetkiler 31 Ekim 1921; 4 Şubat 1922 ve 6 Mayıs 1922 tarihlerinde üç defa uzatılmıştır.) bu imkân sayesinde orduyu kuvvetlendirebilmek için derhal bir takım tedbirler almaya yöneldi.
7-8 Ağustos 1921’de “Milli Yükümlülükler” adındaki emiri yayınladı. Böylece Dünya ilk kez savaş stratejisinde büyük bir devrim sayılan “Topyekûn Savaşı” uygulamaya koydu. Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın Büyük Taarruz ile ilgili Milletten istediği Fedakârlık ve özveri yurdun her tarafında büyük bir istekle yerine getiriliyordu. Birliklerin beslenmesi, giyecek ve donanım oldukça iyi bir duruma gelmişti. Bütçeden artan paranın müsaadesi oranında maaşlar muntazam ödenmeye başlandı. Maaş verilemediği aylarda da Erattan, Başkomutana kadar o ay kimse maaş almıyordu. Ve
Her iş adalet ile görülüyordu. Vatanın kurtarılması için Anadolu’daki Yunan kuvvetlerinin kesin imhası gerekiyordu. Düşmanın savunma düzeninde tertiplenmesi ve durgunluğundan faydalanılarak, Türk Ordusu savunma düzeninden, süratle bir sene içerisinde Taarruz Ordusu haline getirilmesi için hazırlıklara başlanıldı.
Bu kapsamda Büyük Taarruz’a hazırlık sürecinde ordunun muharip gücünün arttırılması için bütün imkânlar kullanıldı. Milli Yükümlülükler Kanunu ile Anadolu’nun olanaklarından istifade edilirken İstanbul’daki silah ve cephanenin Anadolu’ya geçirilmesi dâhil çeşitli ülkelerden silah, cephane ve malzeme satın alındı.
Bütün kaynaklardan son derece faydalanılmasına rağmen 1922 yaz ayında Batı Cephesi kuvvetleri o zamana kadar insan, vasıta ve malzeme bakımından İngiltere’den devamlı lojistik desteği alan Yunan Ordusu seviyesine ulaşamamıştı.
Doğu Cephesinde daha önce Ruslarla Moskova Anlaşması imzalanmıştı. Bu anlaşmanın hükümleri esas olmak üzere Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan 13 Ekim 1921’de Kars Anlaşması imzalanarak Doğu Cephesi emniyete alındı. Güney Cephesinde ise Fransızlarla 20 Ekim 1921’de Ankara Anlaşması imzalandı. Fransızlar Adana ve Antep bölgelerinden çekildi. Ayrıca Fransızlar parası sonra verilmek ve bir kısmı hibe suretiyle silah, ulaştırma aracı ve harp malzemesi yardımında bulunacaklardı.
Bu yardımlar Büyük Taarruz’a hazırlık döneminde gerçekleşti. İç Cephede de isyanlar söndürülmüş, huzur ve sükûn gelmişti. Ayrıca MİSAK-I MİLLİ konusu her platformda vurgulandı. Milleti temsil eden TBMM’ni yüksek ve kudretli bir gücü olduğuna inanç arttı. Türklerin karşısında yalnızca Yunanlar ile onları destekleyen İngilizler kalmıştı.
Temmuz ayı sonlarına doğru ordumuzun eksikliklerinin büyük bir kısmı tamamlandı. Mustafa Kemal Paşa’ya verilen Başkomutanlık süresi 20 Temmuz 1922’de süresiz olarak uzatıldı. Bu sorunu da ortadan kaldırılan Mustafa Kemal Paşa, 23 Temmuz 1922 akşamı Ankara’dan hareketle Batı Cephesi Karargâhının olduğu Akşehir’e gitti.
Cephe Komutanı İsmet İnönü ile Taarruz planı üzerinde konuştu ve Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak'ın da katılmasını uygun gördü. 27-28 Temmuz gecesi üç silah arkadaşı Taarruz planı üzerinde görüştüler. Ve Ağustos’a kadar ordunun harbe hazır duruma getirilmesi kararlaştırıldı. Bir futbol maçının yapılacağı bahanesi ile 28 Temmuz günü ordu komutanları ile bazı kolordu komutanları Akşehir’e çağrıldı.
28-29 Temmuz gecesi ilgili komutanlara Taarruz planının esasları açıklandı ve fikirleri alındı. Ertesi gün Başkomutan, Genel Kurmay Başkanı, Cephe komutanları tekrar görüşerek planın ayrıntılarını saptadılar.
Ankara'da olan Milli Müdafaa Vekili (Milli Savunma Bakanı) Kazım (Özalp) Paşa'nın da karargâha gelmesi istendi. 1 Ağustos 1922 günü Akşehir'e geldi. Milli Savunma Bakanı ile yapılan görüşmede, Ordunun taarruza hazırlanması için Milli Savunma Bakanlığı'na düşen işler üzerinde duruldu. Ve Bakanlıkça yapılacak işler saptandı. Başkomutan ve daha sonra da Milli Savunma Bakanı ile Genel Kurmay Başkanı Ankara'ya döndüler. 6 Ağustos 1922 de Batı Cephesi komutanı ordularına gizlice Taarruz hazırlık emrini verdi.
DEVAMI YARIN…
26 AĞUSTOS 1922 BÜYÜK TAARRUZ ÖNCESİNDE SİYASİ VE ASKERİ GELİŞMELER
Yayınlanma :
27.08.2025 01:10


Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: