Akıl nimetiyle donatılmış insan, kendisinin en temel ihtiyaçlarından uzayın derinliklerine kadar birçok bilgiye ulaşabilecek bir mahiyette yaratılmıştır. Kendisine verilen bu akıl nimetiyle, yapacağı işin önünü sonunu düşünüp gereği gibi davranarak tedbirli hareket edebilme yeteneğine de sahiptir. Hele ki; mümin sıfatıyla nitelenen insan, kendisine verilen tüm nimetler için hamd ve şükür içerisindedir. Bir taraftan alemlerin Rabbine tam bir teslimiyetle bağlıyken diğer taraftan hayatının her alanına dair gerekebilecek tedbirleri almakla meşguldür. Tedbirini aldığından emin olunca, sonucu Allah’a bırakır ve O’na güvenir. Zira acizliğinin ve çaresizliğinin farkındadır. En zor zamanlarda yanında kimseyi bulamasa da, asla umudunu yitirmeden el açıp el-Vehhâb olan Rabbinden yardım dileyebileceğini de bilir.
“Ey Allah’ın Resûlü! Devemi bağlayıp da mı Allah’a tevekkül edeyim, yoksa bağlamadan mı tevekkül edeyim?” diye soran adama Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) de, “Önce onu bağla, sonra Allah’a tevekkül et!” buyurmuştur (Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 60). Allah Resûlünün hayatının her alanında tedbiri ve tevekkülü birlikte görmek mümkündür. Hicret esnasında Medine’ye ters istikamette Sevr dağını sığınak olarak seçmesi, dikkat çekmemek adına herkesin uykuda olduğu kaylule vaktinde hareket etmesi, müşrik olmasına rağmen işinde ehil diye Abdullah b. Uraykıt’ı yolculukta rehber olarak takdir etmesi gibi anektotlar, Sevgili Peygamberimizin tedbir kavramına yüklediği anlamı ne güzel ifade etmektedir. Müşrikler mağaranın ağzına gelince telaşlanan değerli dostu Hz. Ebubekir’i, “Üzülme Allah bizimle beraberdir.” cümlesiyle teskin etmesi, tevekkülü özüne kadar yaşayan bir Peygamberin cümleleridir.
Öyleyse bir işte başarılı olmanın yolu, o işin tüm gereklerini yerine getirmekten geçmektedir. Derslerinde başarılı olmak isteyen öğrencinin okuyup araştırarak çalışması, ailesinde huzur isteyen fertlerin üzerine düşen sorumlulukların farkındalığıyla gayret etmesi, tarlasına ektiği ürünlerden yüksek verim almak isteyen çiftçinin toprağın ihtiyacı olan gerekli bakımı yapması beklenirken, bir müteahhidin de yaptığı inşaatın sağlam olması için, zemin etüdünden beton kalitesine kadar her aşamasında işini düzgün yapması gerekmektedir.
Unutulmamalıdır ki tevekkül, tembelliğin mazereti değil bilakis çalışkanlığın Rahmani tecellisidir. Çünkü, “Allah Teâlâ, birinizin yaptığı işi en iyi şekilde yapmasından memnun kalır.” (Beyhakî, Şüabü’l-îmân, 4/334)
Sevdegül ÇEKİÇ
Afyonkarahisar İl Müftü Yardımcısı
ASR-I SAADET’TEN
Tevekkül
Tevekkül Cenab-ı Hakka güvenmek, yalnız Ondan yardım dilemek ve gayret edip üzerine düşeni yaptıktan sonra başarıyı Allah'tan beklemektir. Tevekkül konusunda dengeli ve doğru bir bakış açısına sahip olmak son derece önemlidir. Nitekim çalışıp çabalamadan kuru bir tevekkülle bir şeyler elde edeceğine inanan kimselerle karşılaşan Hz. Ömer’in onlara verdiği cevap, tevekkülün nasıl olması gerektiğini göstermektedir. Bir gün Hz. Ömer, Yemen halkından boş gezen bazı insanlarla karşılaştı. Onlara, "Siz kimsiniz?" diye sordu. Onlar da, "Biz tevekkül eden (mütevekkil) kimseleriz." dediler. Bunun üzerine Hz. Ömer onlara, "Aksine siz hazır yiyici (müteekkil) kimselersiniz. Tevekkül eden kişi, tohumunu yere atıp sonra Allah' a tevekkül edendir." dedi. (İbn Receb, Camiul-ulum, 1, 441)
HER GÜNE BİR KİTAP
Kitap Adı : Asr-ı Saadet’ten 365 Güne Bir Ayet, Bir Hadis, Bir Kıssa, Birkaç Hisse
Yazar : Komisyon
Yayınevi : Türkiye Diyanet Vakfı
İslâm’a gönüllerini açıp Allah yolunda her türlü fedakârlığı yapmış ve İslâm’ın yayılmasına vesile olmuş Ashâb-ı Kirâm, örnek hayatlarıyla bugünümüze de ışık tutmaya devam etmektedir. Bilgi ve hikmetle aydınlanmış, huzurlu bir toplum oluşturmak gayesiyle hazırlanan bu kitapta, konuya uygun seçilmiş bir ayet, bir hadis ve bir Asr-ı Saadet örnekliği işlenmiştir.
FIKIH (BİR SORU-BİR CEVAP)
Teravih namazının hükmü ve mahiyeti nedir?
Sözlükte rahatlamak, dinlendirmek anlamlarına gelen tervîha kelimesinin çoğulu olan teravih, dinî terim olarak, Ramazan ayında, yatsı namazı ile vitir namazı arasında kılınan nafile namaz, demektir.
Peygamberimiz (s.a.s.) ashabıyla cemaat hâlinde bu namazı kılmış, onların iştiyakını görünce farz olur endişesiyle cemaatle kılmayı terk ederek yalnız kılmaya devam etmiştir. (Buhârî, Salâtü’t-terâvîh, 1; Müslim, Salâtü’l-Müsâfirîn, 177-178)
Yine Hz. Peygamber, “Kim inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek Ramazan namazını (Teravih) kılarsa, onun geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhârî, Salâtü’t-Teravih, 1; Müslim, Salâtü’l-Müsafirîn, 173) buyurarak teravih namazına teşvik etmiştir. Bu bakımdan teravih namazı, erkek ve kadınlar için sünnet-i müekkededir. Bu namazı 4 rekâtta bir selam vererek kılmak caiz ise de, 2 rekâtta bir selam vererek kılmak daha faziletlidir.
Din İşleri Yüksek Kurulu FETVALAR, DİB Yayınları, 2. Baskı, İzmir, Aralık-2018, s. 199.
BİR AYET-BİR HADİS
“İnsanların kendi işledikleri (kötülükler) sebebiyle karada ve denizde bozulma ortaya çıkmıştır. Dönmeleri için Allah, yaptıklarının bazı (kötü) sonuçlarını (dünyada) onlara tattıracaktır.” (Rûm, 30/41)
“Kişi evinden çıkacağı zaman, "Bismillâh, tevekkeltü alâllâh, lâ havle velâ kuvvete illâ billâh." dediğinde ona şöyle denilir: "İşte şimdi sana rehberlik edilir, ihtiyaçların karşılanır ve korunursun…"” (Ebû Dâvûd, Edeb, 102-103)
RAMAZAN SÖZLÜĞÜ
İmsak:
Sözlükte “bir şeyi tutmak, sımsıkı sarılmak, alıkoymak; bir şeyden el çekmek, kendini tutmak” gibi mânalara gelen imsâk, terim olarak “ikinci fecrin (fecr-i sâdık) doğuşundan güneşin batışına kadar yeme, içme ve cinsel ilişkiden nefsi alıkoymak” demektir. İmsak daha dar anlamda oruca başlamayı, başlangıç anını ifade eder. Bu da Fıkıh âlimlerinin çoğunluğuna göre ikinci fecrin doğuşuyla başlar.
AFYONKARAHİSAR NAMAZ VAKİTLERİ
(İMSAKİYE)
27 MART 2023 PAZARTESİ
(05 RAMAZAN)
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLE İKİNDİ AKŞAM YATSI
05.21 06.44 13.08 16.38 19.23 20.40