Çağımızda yok olmaya başlayan bazı eski meslekler gibi başta gazetecilik olmak üzere fikir üzerine çalışan mesleklerde kıymet ve kalite itibari ile yok olmaya başlıyor. Çünkü fikirler sabitleşmiş, düşünceler kısırlaşmış, duygular körelmiş ve hissiyatlar sönmeye başlamış. Cesaretin yerini endişe ve korku almış. Heyecanın yerine hareketsizlik yerleştirilmiş. Doğru ve yalan olabildiğince birbirine karıştırılmış. Birileri kendine bazı ayrıcalıklar takarak başkalarını yok saymaya başlamış. Fikir ve söz hürriyetleri kısıtlanmış. İstenildiği gibi yazmamak ve konuşmamak hususunda direnenlere cezalandırmalar ve maddi tazyikler uygulanır olmuş. Bütün renkleri tek bir renkte birleştirmek arzusu kendini hâkim kılmış. Taklitçilik revaçta, takipsizlik ise zirveye çıkmış. Haysiyet kırıcı tecavüzler, nifak verici iftiralar, insafsızca intikam fikirleri, şeytancasına aldatmalar, din ve diyanet hususunda ciddiyetsiz hareketler toplumu sarsar vaziyete gelmiş. Bütün bu sarsıntılara karşı ehl-i fikir ortalıktan kaybolmuş. Maddi tazyikler yüzünden sindirilmiş veya bir yerlere gizlenmiş. Bütün bu olumsuzlukları aşmak için tek çare demokrasi, fikir hürriyeti, ifade özgürlüğü, iyi niyet ve doğru sözlü bir kalptir. Adalet ve insan hakları hususunda değişmez ve değiştirilemez uygulamalardır. Sistemin herkes için eşit bir şekilde çalışması ve eşit fırsatları sağlamasıdır. Demokrasi standartların en üst seviyeye çıkarılması ve vatandaşa en tesirli şekilde yansımasıdır.