Bu asırda orta çıkan çeşitli maddi hastalıklar olduğu gibi yine bu asırda artarak yaygınlaşan manevi hastalıklarda var. O hastalıklardan birisi de kendini başkalarına gösterme hastalığıdır. Kendini başkalarına gösterme hastalığı; Kıymetten ziyade kendini göstermek, kendini makam sahibi göstermek ve kendini büyük göstermek şekillerinde ortaya çıkıyor. Sosyal medya başta olmak üzere birçok alanda insanlar kendisini olduğundan farklı göstermeye çalışıyor. Özellikle kendisini zengin ve lüks bir hayat yaşıyor şeklinde göstermek çoğu insanın içine düştüğü bir yanlış. İnsan için esas olan; Adaletli, şefkatli, hoşgörülü, doğru sözlü, anlayışlı, kibar bir insan olmaktır. Bunların yerine lüks giyinmek, modern takılmak, her şeyin en pahalısına sahip olmak gibi anlayışlar yerleşmiş durumda. Hâlbuki bunlar insanı değerli kılan şeyler değildir ve bunlar insanı yükseltmez. Bu tarz insanlarla bir münasebetiniz olduğunda ve gerçek yüzlerini gördüğünüzde şaşırabilirsiniz. Mutlu görüntülerinin ardında ne kadar büyük insani sıkıntılar yaşadıklarını hemen fark edersiniz. Bu nedenle insanlar kendisi ile barışık olmadığı gibi aksine kendi kimlik ve karakterine savaş açmış durumdalar. “Başkalarının gözünde ben nasılım acaba?” diyerek kaygılı ve korkak bir hayat yaşanıyor. Bu yüzden başkalarının gözüne girebilmek için yapmacık ve aldatıcı davranışlarda bulunuluyor. “Ben artısı ile eksisi ile buyum” diyebilmek kendimizi doğru tanımaya ve doğru şekilde yenileyebilmeye imkân sunacakken kendimize takındığımız sahte roller bizi biz olmaktan çıkartıyor. Hata ve kusurlarımızı göremez hâle geldiğimiz gibi o hata ve kusurları da kendimize yakıştıramıyoruz. Adeta kendimizi hata ve yanlıştan takdis ediyoruz.