Venezuela
Belkide bir kısım okuyucumuz Güney Amerika ülkesi Venezuela’dan bize ne! diye düşünebilir. Ülkemize hayli uzak fakirlikle, yoklukla boğuşan, rejim karışılıklarıyla, sosyal olaylarla, iç çatışmalarla anılan bu ülkenin, tartışılmasında yarar gördüğümüz için yazı konusu yapıyoruz.
Çünkü insanlık adına ders alınacak, acınacak bir durumu var. Öncelik USAnın sömürgeciliğinin açık bir örneği. Dünyanın sayılı petrol zenginliğine sahib kısmi petrol gelirleriyle hayatiyetini sürdürmeye çalışan ülkede, çok istikrarsız, başarısız hukukla, adaletle ilgisi olmayan sosyalist birde rejim var. Uluslar arası finans kurumları bu sene Venezuela’da enflasyon oranının yıl sonuna kadar yüzde bir milyona çıkabileceğini açıklıyor.
Büyük eleştiri alan petrol zengini Arap ülkelerinin sözde demokrasi görünümlü, WCleri altın kaplı uçaklarıyla ünlü vicdansız kralları, şeyhleri bile Venezuela’dan daha iyi yönetiyorlar demek ülkelerini.
Geçelim konumuza bir ülkede sağlıklı, güvenli, uluslararası hukuka dayalı demokratik rejimin olmadığını görüyoruz. Sonrada Venezuela’ın dünyanın en zengin petrol kaynaklarına rağmen felç olmuş sosyal yapısını.
Demekki! bir ülkede demokrasi olmadığında, o ülkede hiçbir güç, yer altı kaynak zenginlikleride olsa, ekonomiyi sağlıklı, başarılı bir yapıya kavuşturamıyor.
Demokrasinin ülkelerin gelişme, refah, insanların mutlu yaşamalarını sağlayan en önemli denge ve güç olduğunu Venezuela olayında açık görüyoruz.
Suriye, Irak, İran, Pakistan, Afganistan vs. hepsi yerlerde sürünüyor. Gelişmiş ülkelere canı pahasına göç ediyorlar. Cazibe göç edilen ülkelerdeki demokratik rejim ve onun sağladığı sağlam ekonomi. Ne kadar şükür etsek rabbimize az, ülkemizi demokratik rejime kavuşturan demokrasiye sahib çıkan koruyan, kollayan, kelleyi koltuğuna alarak görev alan siyasilerimize, devlet adamlarımıza.
Son 15 Temmuzda halkımızın ihtilalcilere canı, kanı pahasına direnmesi, onlara hak ettikleri cezanın verilmesinde en büyük etken, halkımızın, devlet adamlarımızın demokrasiye sahib çıkmalarıyla sağlanmıştır.
15 Temmuz sonrası sağlanan istikrarda Cumhurbaşkanı Recep Tayyib Erdoğan ve ekibinin büyük cesaret örnekleriyle sağladığı başarılardır. Gelişmeler tarihi geçmiştir.
Türkiye ekonomisindeki zaman, zaman görülen dalgalanmalarda yine bu kadroların tutarlı çalışmalarıyla aşılmıştır.
1980 lerde merhum büyük devlet adamımız Özal’ın aldığı 5 Ocak kararları öncesi tüm ihracatımız 2,7-2,8 milyar dolardı. Petrol ithalatına dahi cevap vermiyordu. O tarihde Özal’ın yakıt bulunmadığı için çalıştığı mekanlarda paltosuyla çalıştığı unutulmamıştır.
Nereden nereye yıllık 2,7 milyar dolardan 163 milyarı aşan ihracat rakamları. Turizmde, sanayide, tarımda, üretimde, yatırımda hayal edilemiyen yatırımlar, uluslararası ekonomik sosyal, siyasi alanda güçlü Türkiye adının geçmesi, dün parasıyla alamadığı savunma silahlarını kendi gücüyle yapması, ihraç etmesi günümüzün güçlü Türkiyesini oluşturmuştur.
Savunma Sanayi ve ihracat artışıyla ilgili gelişmeleri okuduk mutlu olduk. Saraylara milyon dolarlarlık kıl çadırlar yaparak ihracat ediyoruz. İnsansız hava araçlarımız tercih ediliyor vs. vs. Sonuç Venezuela bize demokrasi olmadan ekonominin, kalkınmanın, büyümenin olamıyacağını açık biçimde gösteriyor. Vede anlatıyor.