Toplumsal travmaların
Toplumsal travmalar başlığını trajediler diye yazabilirdik. Gazetelerin haber sayfalarını okuduğumuzda, toplum adına büyük üzüntü duyduğumuz, bir kısım adli ve sosyal olayların, kişiye yaşattığı travmalar bu kadarı çok fazla dedirtiyor, ızdırab duyuruyor, tehlike canları çalıyor endişesine kapılıyorsunuz.
Bir kısım haberlere birlikte göz atalım. Ailevi sorunları olan Üsküdarda yaşayan A.G. isimli baba iki oğlunu öldürüb bir diğerinide ağır yaraladı. Adanada M. (22) ile abisi A. 24. doğum günü kutlamalarında komşu oğullarına araba aldı, babamız bize niye almıyor tartışmaları sonucu, A. 24 kardeşi M (22) bıçakla ağır yaralayarak öldürdü.
Üçüncü feci cinayetde yazarak örneklere son verelim. Çünkü üzülerek yazalım benzeri haberler devam ediyor. Gazipaşada yaşayan Leyla S (23) 73 yaşındaki kayınvalidesini tartışma sonucu boğarak öldürdü. Cesedini halıya sarıb atmak isterken şüphe ihbarı sonuç’u yakalanıyor. Mahkemecede tutuklanıyor.
Böylesi toplumsal travmalı haberler istensede, istenmesede ilgiyle okunuyor. Kişi şahsına özel dersler çıkartıyor haberlerden. Bazıları örneklerden hız alarak yeni tehlikeli kurgulu planlar yapıyor. Büyük çoğunluğu saduyu sahibi kesim gerçek oki! toplum adına büyük acı, ızdırab duyuyor etkileniyor. Gelecekle ilgili ufku kararıyor. Morali bozuluyor.
Karamsar olmayalım milletimiz, bir kısım olumsuz sosyal olaylara rağmen hızla güzel günlere, refaha, kalkınmaya doğru yol alıyor. Ama gerçeklerle yüzleşmek, olayları irdelemek, nedenleri, niçinleri araştırmak, yakın izlemek sorumluluğumuzu hiçbir zaman gözardı edemeyiz. Başımızı kumada sokayamız. İlgililere, başta ailelere, devlete, millete, sosyal bilimcilere, eğitimcilere, hukukçulara, din-dinayet mensublarına, emniyet güçlerine sonuç hepimize güncelleşmiş büyük yeni sorumluluklar, görevler düşüyor.
Vehametin, tehlikenin büyümekte olduğu belli. Geliyorum diyen tehlikelere karşı müşterek çalışmalarla, elbirliğiyle mücadele dönemine gelmiş bulunuyoruz. Kişiye özel şansını kaybetmiş konumda. Mücadelede toplumsal işbirliğinin yeniden planlanması ele alınması gerekiyor.
Olaylarda aile yapısı kusurları, yetişen nesil üzerinde hemen etkisini kendisini gösteriyor. Feci olaylar genelde, kusurlu ailelerin çocuklarının ürünü olarak tüm çıplaklığıyla duruyor karşımızda.
Bizi güzel ahlaklı, insanlığa faydalı millete, devlete milli-manevi değerlerimize karşı önceki dönemlerin büyük hatası bir kısım bilinçsiz direnişlerin düşmanlıkların olumsuz sonuçlarını açık görüyoruz feci olaylarda.
Toplumsal travmaların uyarı mesajlarını iyi değerlendirmemiz gerekiyor.