Taş Medresede bayramlaşma
En az 50 yıldır halkla, yöneticileri biraraya getiren, dini-milli bayramlaşmalarda eksiksiz bulunmaya çalıştım. Nasıl bir duygu tam anlamışda değilim. Eğer gitmez isem kusur olur sorumluluk duygusu, heyecanı beni adeta bir gün öncesinden mutlak uyarır.
Bu senede öyle oldu. Süre içinde değişik mekanlarda yapılan bayram kutlamalarının İmaret Taş Medreseye alınması isabetli bir karar oldu. Medresenin tarihi, kültürel ve mıstik havasına yakışdı. Bayramlaşmaya katılanlara ayrı bir mutluluk veriyor Taş Medresedeki güzel hava.
Konumuzu katıldığımız bayramlaşmada anlamlı bulduğumuz bir tesbitimizi yazarak, sizlere sunmak istiyoruz.
Malum protokol temsilcisi katılımcılar, sırasıyla bayramla ilgili düşünceleri özetleyen konuşmalar yaparlar. Bu sene Başkan Çobanla başlayan konuşmalar, milletvekilimiz Ali Özkaya, Hatice Özkal, Burcu Köksal, Valimiz Mustafa Tutulmazla devam etti. Bakanımız Veysel Eroğlunun yine hizmet, yatırım müjde, heyecan dolu konuşmasıylada son buldu.
Başkan Çoban, günün anlamıyla örtüşen, bir tanıdığından dinlediği hatırayı anlatarak, alınması gereken dersleri çok samimi ve yapıcı manada gözler önüne serdi. Anlamlı, güzel, faydalı tesbit ve anlatımlarından dolayı, ayrıca özel kutluyoruz Başkan Çoban’ı.
Başkan anlatıyor. Hatıranın yaşayanını sonradan sorarak Başkan Çobandan öğrencilik, yabancı dil etüd merkezi sahibi başarılı eğitimci, beyefendi insan Hasan Tahmaz.
Hasan Tahmaz tam sağ-sol çatışmalarının, toplumsal kavgaların, sokak eylemlerinin zirve yaptığı dönemde, o günlerde solcuların hakim olduğu, şiddetli ideolojik eylemlerin meydana geldiği, Hacettepe Üniversitesinde öğrencidir. Hemde şiddet, cebir kullanan sol ideoloji savunucularının, eylemcilerinin önde gelenlerindendir.
Hacettepe Üniversitesinde her gün sağ-sol çatışması polis, asker müdahaleleri oluyor. Eğitim felçdir. Öğretim üyeleride sol ağırlıklı eylemlerin aktörü durumundadır. Ülke huzursuz, can, mal, eğitim güvenliği yoktur. Sokaklar, caddeler kavga meydanına dönüşmüştür. Halk Ankara’da günlük hayatını yaşamakda çok zorlanmaktadır.
Tam bu zamanda 12 Eylül 1980 askeri darbesi oluyor. Kenan Evren ve kuvvet komutanları ihtilal yapıyor. Faşist-ülkü, kominist tanımlı sağ-sol olaylara karışanlarla hapishanelere dolduruyor. Soruşturmalarda işkence yapılıyor. Hak-hukuk vs. hiçbir şey yoktur. Tanınmamaktadır.
Mamak cezaevine o tarihde Hacettepe öğrencisi olarak konulan Hasan Tahmaz, terörist suçlamasıyla ara, ara feci şekilde ilgililer tarafından dövülüyor ve işkence görüyor. Sonrası solcuların-sağcıların bir arada olduğu koğuşuna bitkin baygın halde konuluyor. Koğuşunda solcu Hasan Tahmaz’a ilk yardımı, tedaviyi kim yapıyor? Biliyormusunuz? O güne kadar düşmanı olduğu, gördüğü an nefret ettiği, hiçbir şey yapamazsa omuz attığı koğuşundaki ülkücü bir kişi. Yaşanan bir gerçekdi Başkan olayı yaşayan Hasan Tahmazdan dinlediklerini aynen anlatıyordu.
O gün Hasan Tahmaz düşünüyor, taşınıyor ve şaşırıyor. Nasıl oluyorda düşman olan bir ülkücü ona şevkatle, merhametle davranıyor. Tedavi ediyor, ilgi gösteriyordu.? Şaşırtıcı bir durum değil mi? Beklenilmeyen olumlu kardeşçe, şevkat, merhamet ve yardımlar yaparak, insani değerleri ön plana çıkartıyordu. Düşmanlığı saygıya ve sevgiye dönüştürüyordu.
Demekki sağ-solcu ayrımının, düşmanlıkların tek yok edicisi insan sevgisi, insana düşüncesine göre değil, önce insan olarak değer vermekdi. Önce bizi yaratanı sevmek, yaratandan ötürüde onun yarattığı her canlıyı sevmek, saymak, değer vermekdi. Açılımının sütunumuza sığması mümkün değil. Tüm hayatı, ideolojileri, kainatı kapsıyor. İnsan sevgisinin önemini kıymetini anlatıyor.Taş Medresede bayramlaşmadan çıkan dersleri, hatıraları Hasan Tahmaz’ın kitaplaştırmasını, günümüzün gençlerine anlatmasını Belediyemizinde Tahmaz’a yardımcı olmasını istiyor ve bekliyoruz.