Sandık kararına saygı
24 Haziran 2018 tarihli erken seçim kararı, yerel ve ülke bazında hızlı bir siyasi hareketlilik getirdi.
Hareketliliğin dinamiğini seçimle birlikde adaylarda parlementoda görev alma heyecanı, yılların siyasete verilen desteğin, emeğin sonuç’unu alma, milletvekilliği sıralamasında garantili bir yere gelebilme haklı çabaları oluşturuyor.
Bizlerde 24 Haziran’a kadar yerel bazdaki gelişmelerle adet’a iç iç’e olacağız. Vatandaşlık sorumluluğu taşıyan her vatandaş’ında seçme ve seçilme demokratik haklarını kullanması yerel bazda tahminlerin ötesinde ilgide görüyor.
Adayların hedefleri ilimiz için AKP’de ilk dört. CHP ve MHP’de ilk 1 ve 2 sıralamasına gelmek önceliği taşıyor. Her parti 6 milletvekilini biz alacağız iddiasında olsada, konunun özeti 4+1+1=6 veya 3+2+1=6 sonuçları gösteriyor. Süpriz 1 milletvekilinin gideceği partide olacaktır. Siyasette son 24 saatte heran olağanüstü oy gelişmeleri olabileceği deneyimide, bir milletvekilini alacak partinin riskini açık anlatıyor.
Cumhur ittifakının (AKP+MHP) Cumhurbaşkanlığında Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a destek kararı, partilerin seçim ittifakıyla YSK’nın kararlarına bağlı olması, seçim kanunu maddesiyle ilgili sonuçları, ittifakların ortaklığa imza atan partilere ne kazandıracağı, seçmen katında nasıl değerleneceği açıklamaları derseniz merakla bekleniyor.
CHP+Saadet+İyi Parti+Demokrat Partinin oluşturduğu millet ittifakının kuruluş amacı, kazandırılmak istenen siyasi güç’ün ana hedefi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan karşı olmasıdır. Cepheye zayıfda olsa %50+1 oyun elde etme çabasıdır.
Milli ittifakda Cumhur adayı CHP’de Muharrem İnce, İyi Partide Meral Akşener, Saadette Temel Karamollaoğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olması, olağan gözüken partilerin kendi Cumhurbaşkanı adaylarına oy verme düşünceleri derseniz, hayli kafa karıştırıyor. %50+1 beklentisinede güç kaybettireceğe benziyor.
DP’nin Genel Başkanlık görevine yakışan başarılı, genç siyaset adamı hemşehrimiz Gültekin Uysal’ın, neden Cumhurbaşkanı adayı yapılmadığı, iyi partinin kanatları altına sığındığınada anlam vermek güç.
Siyasi kişisel düşüncelerimiz uzadı. Asıl üzerinde durmak istediğimiz konuya geçiyoruz. Muhalefet cephesinin birazda sansasyonellik anlayışla, çeşitli ifadelerle belirttiği seçim güvenliği konusu, bize göre biraz fazla kurgulu muhalefet diliyle anlatılıyor.
Örneğin: Bazı bölgelerde seçim kurulu başkanı yok iddiası, kardeşim! yoksa devletin tayin edeceği başkan vekili görev yapar. Bunca özel seçim pusulasına, oy kullanma mahal güvenliğine emniyet tedbirlerine, kurulda her parti temsilcisinin bulunmasına rağmen mühürsüz, mükerrer oy kullanma vs. iddialarını yanlış, sunni kurgu spekülatif buluyoruz. YSK’nın tutarlı çalışmalarına, devletimizin sağladığı güvenliğine inanıyoruz. Vatandaşın hür iradesiyle, demokratik bir ortamda oy kullanma hak’kını Batı’dan-Doğuya, Kuzeyden Güneye tüm mahallerde sağlanacağına inanıyoruz. Hayal mahsulu, sunni kurgu eleştirilerle bir yere varılması mümkün değildir. Seçimlerin demokratik yapıda, güvenli geçeceğine inanıyoruz. Sandık kararına saygı beraberinde istikrarı sağlıyacaktır.