Önemli olan
ABD’nin başlattığı müttefikliğe yakışmayan, düşmanlığın ülkemiz ekonomisine verdiği zarar kısmen etkili oluyor.
Hükümetin krizin etkisini azaltma kararlarının, olumlu sonuçlarınada şahid oluyoruz. 4,8 TL.lerden 6,00 TL.lere yükselen dolar ekonomiyi, para politikasını, ödemeler dengelerini bozmaya yetti ve arttı bile. Ekonomik krizden yararlanmak istiyenlerin, fırsatçıların, dolar 7-8-10 TL. olacak dedikoduları ortamı olumsuz etkiliyordu.
Ekonomik kadroların yanlışlığı iddialarıyla örneğin bir Berat Albayrak yerine Ali Babacan, Mehmet Şimşek ve benzerleri olmalıydı eleştirileriyle birlikde, genelde ekonomide düzeltmelerin kısmen sağlandığınıda açıklıkla görüyoruz.
Altının, dövizin ekonomi ve ülke yararına kullanılması tedbirleri, devletin sağladığı harcama tasarrufları olumlu etki yapmıştır. Gelişmelere parelel dış ilişkilerde AB ülkeleriyle başta Almanya, Fransa, İngiltere ve benzerleriyle yeni sayfalar açılması, sağlanan güven ve istikrar ortamı, doların 6 TL. civarında seyir etmesini kısmi istikrarını sağlamış bulunuyor.
Dış ilişkileri uzmanlarına bırakıb, olumlu düşünen sade vatandaşlar mantığıyla manzara: ekonominin kısmen karamsarlık ortamı dışına çıktığını gösteriyor.
Olumlu gelişmelerde yapılandırılan kredi, para, yatırım, teşviklerle, ABD dışı ülkelerde örneğin Rusya, İran, Avrupa Birliği üyeleri Körfez ülkeleri dahil sağlanan gelişme Türkiye ekonomisinin istikrarını, güvenliğini kısmen ortaya koyuyor.
Yoksa! Almanya dahil diğer dış ülkeler, ekonomi musluklarını kısmaya devam edeceklerdi. İçeride fırsatçılarla mücadele, tarım sektörüne, gençlere, yatırımcılara sağlanan teşvikler, alınan tedbirlerle, gelişmelerle istikrarın kısmen sağlandığına şahit oluyoruz.
Ülkenin önemli bir şansızlığıda yaşadığımız kritik krizde, muhalefetin milli çıkarlarımızla, birliğimizle ilgili ortak noktaya bir türlü gelmediği gerçeğidir. Evet muhalefetsiz bir siyasi parlementer yapı düşünülemez. Ama milli konularda, krizlerde mutabakat olması kuralına uyulması şartıyla.
Ekonominin düzeltilmesinin önemli bölümü iktidarıyla, muhalefetiyle siyasi istikrar, birlik, beraberlik içinde olmamız gerçeğidir.
1950 yıllardan çok partili demokrasiye geçiş dönemimizden günümüze bizimde bizzat yaşadığımız, önemli ekonomik krizleri zamanla nasıl aştı isek, bu krizide aşacağımız gerçektir.
Önemli olan birliğimizi, dirliğimizi, demokrasimizi, parlementer sistemimizi korumamızdır. Karamsarlığa fırsat vermememizdir.