İnternetin, sanal alemin!
Yeni Milli Eğitim Bakanımız Ziya Selçuk başarılı, özel sektörden gelen eğitimci, özel eğitimde söz sahibi olmuş birisi. Seçilerek bu göreve getirildiğini düşünüyoruz.
Yani... eğitimi devletçi yapıdan, özel eğitim verimliliğine geçirecek değişimi, gelişimi yapma görevini üstlenmiş görünüyorlar.
Özellikle beyanlarında tutarlılık, tecrübe, plan, programı konuşuyor. Nutuk, siyasi tandans, beklentili değil güven veriyor beyanları.
Bizim eğitimle ilgili ahkam kesmemiz, gazetecilik anlayışımıza uymaz. İhtisasa, başarıya, liyakata önem veririz. Yalnız sosyal hayat değerlendirmelerimizle, günümüzde bir kısım öğrencilerin anlayışı arasında büyük çelişkilere şahit oluyoruz. Buda bizi haliyle eğitim kurumlarımızı, eğitim düzenini kısmen eleştiriye götürüyor.
Özellikle bir kısım öğrencilerimizde yaşaması, olması gereken milli eğitim, öğretim kurallarının, toplumsal değerlerimizin olmadığını üzülerek görüyoruz.
Örnek: İyi ki o cep telefonu ellerine verilmiş bir kısım gençlerin. Varsada, yoksada 24 saat telefonları var. Ne zaman ders çalışmaya, dinlemeye, araştırmaya zaman ayırırlar bilmek, o zamanı görmek hiç mümkün değil.
İnternet dünyası sanki onları, öğrencilik hayatından çekib almış. Başka sanal aleme taşımış. Okumayı sevmiyorlar. Yazı devreden çıkartılmış. Lise mezunu öğrenci dilekçe yazmakda zorlanıyor.
Kural yok bir kısım öğrencilerimizin eğitim ve özel hayatında. Kılık, kıyafet düzeni, konuşma adabı, çevreye saygı, sosyal sorumluluk hak getire. Ya ne var? Saç modeli, kılık, kıyafet, internet dünyası ve her konuda teşhircilik var. Onunda ötesinde erkek öğrencilerin teşhircilikde kızlara saçlarıyla, başlarıyla tavırlarıyla özenmesi. Kızların pantolonla gelen rüzgarla erkeklere benzeyen, özenen tavırları, konuşmaları, kılıkları, kıyafetleri. Kız öğrencilerin caddelerde, sokaklarda açık, seçik sigara içmeleri.
Tüm öğrencilerimizi bu kapsam içine almak elbette insafsızlık olur. Ama bir bölüm değerlerine bağlı, saygılı ailelerin, anaların, babaların gelişmelerden rahatsızlık, huzursuzluk, güvensizlik duyduğuda tartışılmazdır.
İstiklal Marşımızı bile ezbere bilmeyen öğrenci, dinlediği müziğin hayal, duygu sömürüsü, ahlak dışı sözlerini, sözde sanatçısını, hayatını rahatlıkla ezbere biliyor.
Gazetede okuduğum haber istatistik ciddi bir sonuçdu. Aşk-meşk şarkılarının sözde ünlü sanatçısını, 300 milyondan fazla genç, yurt içi ve dışında dilenmiş. Tıklamış, mesaj atmış vs.
Gönüllerimizi karartmak istemiyoruz. Şikayetlerimiz gittikçe artıyor. Sonuçda bir kısım gençlerimizi iyi insan olarak yetiştiremediğimiz gerçeği ortada duruyor. Başarılı, üretici topluma faydalı, hayırlı gençlerimizi, öğrencilerimizi büyük çoğunluk olarak görmek istiyoruz. İnternetin, sanal alemin getirdiği her türlü tehlikeye son verilmesi demokratik talebimizide sayın Milli Eğitim Bakanımıza arz ediyoruz.