Farkına varmalıyız
Geçtiğimiz günlerde Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesinde Araştırma Görevlisi Ceren Damar’ın kopya çekerken yakaladığı öğrencisi tarafından vurularak öldürülmüştü.
Benzeri olay geçtiğimiz hafta Afyon’da da yaşandı. OSB’de bulunan Teknik Kolejin bir öğrencisi de, benzeri nedenlerle, okula getirdiği pompalı tüfekle öğretmenine saldırdı. Ateş ederek öğretmenini bacağından yaraladı, kalbinden vurarak öldürebilirdi de.
Gelişmeler bir kısım öğrencilerimizin yaşam, sevgi, saygı, kural tanıma ve benzeri konularda, pek çok yanlış düşünceler içerisinde bulunduğunu açık gösteriyor.
Konu: Yalnız Ankara’nın, Afyon’un konusu değildir. Üzülerek yazalım tüm Türkiye’deki bir kısım öğrencilerimizi kapsayan bir konudur.
Ne oluyordu? Nasıl oldu da? bir kısım öğrencilerimiz sağlıklı düşünme, kural tanıma değerlerini kaybettiler...
Genelde ilkokuldan başlayan, ortaokul, lise ve üniversitede okuyan öğrencilerimizin saç, baş, giyim, kuşam, davranış ve insan değerlerine, kurallara saygı, bağlılık konularına bir bakınız lütfen. Önceki dönemlerimize göre yanlış, tutarsız, kural tanımayan milli-manevi değerlerimizden uzak davranışları, yaşantıları gördüğümüzü üzülerek yazalım.
Günümüzde internetin, sosyal medyanın etkileri, aile yaşantısında güncelleşen, modern yaşam ve terbiye anlayışı, bu felaket öğrenci yaşantısının gelişmesinde en büyük etkenlerden birisidir.
Annesine, babasına kendi yaşam kurallarını, görüşlerini, düşüncelerini dayatma yapan, yaptıran öğrenci ile demokratik yaşam tarzı tercihi keyfiyetleriyle ortadan kaldırdıkları aile terbiyesinin yerine güncelleşmiş, sözde demokratikleşmiş şekliyle yanlışları, çocuklarımız üzerinde açık sözde modern yapıyla birlikte kural, sevgi, saygı, öneri tanımaz yapıyı üzülerek görüyoruz.
Çok değil 20-30 yıl öncesinin öğretmeninin öğrettiklerini onu dinliyerek, inanarak, örnek alarak yetişen bir kısım öğrencilerimizin yerini çeşitli olayları, toplumu rahatsız eden yapıya ulaştıran kuralsız, maddeyi, kişisel düşünceleri, menfaatlerini ön planda tutan ucube öğrenci yapısıyla birlikte feci olaylara şahit oluyoruz.
İnternet, kişisel nefsani düşünce ağırlıklı diziler, kural tanımayan çevreler, hep vurdulu, kırdılı, eğlenceli, müzikli, yerine göre haplı-huplu yaşantıyı, kuralsızlığı beraberinde getiriyor.
Konunun açılımı, alınması gereken önlemler, sosyal bilimcilerin acil müdahalesini, çözüm yolları bulmasını gerektiriyor.
Bize göre de önce ailelerin üzerine düşen aile terbiyesini, kurallarını ön plana almaları, çocuklarına iyi bir aile terbiyesini kazandırmalarını, Yüce Rabbimizi, helali, haramı tanımalarını ve benzeri bütün önlemler önemle ortada duruyor.
Anneler, babalar, öğretmenler, devlet temsilcileri dikkat. Tehlike çanları çalıyor. Farkına varmalıyız. Yoksa bir kısım çocuklarımızı kaybediyoruz.