Ulusal basınla hiç bir bağlantımız yoktur. Basın demokratik parlementer sistemin içinde hürdür ve hür olmalıdır özel düşüncelerini savunuruz.
Basının kişisel çıkar aracı olarak kullanılması derseniz, demokrasiye, parlementer sisteme aykırı bir tarzdır. Geçtiğimiz dönemlerde üzülerek belirtelim, genelde ulusal basın, adet’a kişisel çıkar aracı haline gelmişdi.
Basın gücünün sandık sonuçlarını tanımama noktalarına kadarda yükseltilmişdi. Halkın seçtiği iktidarları gördük, yaşadık tanımadılar. Tanımak istemediler. Kendi düşüncelerine, sahiblerinin çıkarlarına göre zamanı-zemini değerlendirmesi yaptılar.
Haliyle devlet eliyle bir kısım gazete sahibleri, basın mensupları zengin oldular. Veya ekonomik yapısı devlet’ten beslenerek olağan üstü büyüdüler.
Bir tarafta halkın iktidarı, diğer tarafda kişisel çıkarlı, damgalı ulusal basın tartışması, bu konuda oynanan oyunlar, beraberinde hukuk’a uygun olmayan iktidar düzenlemeleriyle o veya bir şekilde patronların istediği yapıda iktidarlara dönüştürüldü.
Sonraki gelişmelerlede bir zamanlar hükümetler kuran, başbakanlar tayin eden basın sahibleri, iktidarların düzenlemeleriylede, gazete patronluğunu kaybettiler. Bu defa genelde ulusal basın gazeteleri iktidar yanlısı oldu, adına da merkez medya denildi.
İkiside yanlış oldu. Arada milyon satan, güçlü fikir ve düşünce adamlarına, köşe yazma hak’kı tanıyan ulusal basın, hepsinin değişiklikler sonrası defterini dürdü. İş’siz bırakıldılar. Cezalandırıldılar.
Elbette bu gelişmelerle birlikde, internet medyacılığıda ekin rol oynadı. Ulusal basına internetçilik maddi zarar verdi.
Günümüzde iktidar yanlısı sahiblerinin eline geçen, eleştiri hak’kını hiç kullanamayan, tüm köşe yazarları yazamaz olan, ulusal, cılız, zayıf, renksiz bir ulusal basın var önümüzde.
İktidar karşıtı olma ile iktidar yanlısı olma manevralarıda basında büyük bir güç, tiraj ve şahsiyet ve kalite kaybına yol açtı.
Yine Ramazanlarda dini yayınları özel ön plana çekselerde çıplak kadın resimleriyle kapaklarını süsleselerde, (365 el kaosa kalkdı) muhalefet manşetleri atsalarda sandık sonuçlarına saygısızlık, kişisel hesap kusurları onları adet’a yok etti.
Tekrar yazalım her iki gelişmede iyi olmadı. Demokrasiye gölge düştü. Merkez medya tarifi açık ortaya konuldu.
Bizim gibi gazete okuma alışkanlığı olanlar, düşünceleri gelişmiş, eleştiri haklarını adil kullanan köşe yazarlarını okuyamaz oldu.
Önceleri yerine göre 2-3 saat gazete okuma, genel bilgi edinme, günümüzde 3-5 dakikaya ve bir gazeteye indi. Adet’a ulusal basını okuma ve takib bitti.
Bize göre ulusal basın yeniden şekillenmeli, demokrasiye parlementer sisteme bağlı, saygılı hak’lı eleştirilerini yapmalıdır, seçkin köşe yazarlarına yer vermelidir. Ülkenin, dünyanın siyasi, sosyal, ekonomik haberlerini okuyucularına duyurmalıdır.
Ulusal basın Batının basın kalitesine sahib olmalıdır. Yanlış, yanlışla düzeltilmez. Okunan, kolay alınıb-satılan güç dengelerini kaybetmiş basın değil. Ülke demokrasisine yakışır ciddi, tutarlı, gerçekci ulusal basın istiyor ve bekliyoruz. Basın krizinin kısa sürede aşılması dileklerimizle.