Acı tablo
Ulusal basında manşeti dolduran haber ve resimler adeta bir ibret tablosu. Başlık “İşte hainlerin sonu.” Resimlerde saç-sakal birbirine karışmış, avudlar içine çökmüş, gözler bir hedefe kilitlenmiş, çok feci ibretlik karanlık simalar.
Devletin zirvelerini içine alan önemli isimleri terörist diye dinleten, fetönün yargı ayaklarından bir kısmı bunlar. Birincisi Hakim Dursun Ali Gündoğdu. İkincisi: Selam tevhid kumpasının baş mimarı olarak bilinen, özel yetkili savcı Adnan Çimen, Üçüncüsü: MİT’e soruşturma kumpasıyla ilk fetö darbe kalkışanlarından savcı Saadettin Sarıkaya.
Listeye özel yetkileriyle Silivriyi titreten, genel kurmay başkanlarını hapse atan, halen kaçak olan Savcı Zekeriya Öz ve benzerlerini ilave edilebilir. Gerçekte liste çok, ama çok da uzatılabilir.
Biz bir dönem üst makamlara, devlete meydan okuyan, YHSK üyelerinin çoğunluğunu oluşturan, fetöcü olanları istenilen en yetkili makamlara futursuzca getiren, tayin eden sözde yargı mensubu, gerçekte hukuku rafa kaldıran, hak-hukuk tanımayan, o günlerde küçük dağları biz yarattık diye ortalıkta dolaşan fetöcü yargı mensuplarından, ülkeye ihanet edenlerden bir kısmını genelliyerek ve üzülerek yazdık. Neden? Çünkü yargı ve yargıçlar hiç bir olayda, görevleriyle ilgili tartışma konusu olamaz, olmamalıdır.
Adalet mülkün temeli. Demokrasinin, özgürlüklerin teminatı, hak’kın, hukuk’un hakkaniyetle dağıtıcısı, vatandaşın can, mal, ırz, namus ve güven içinde yaşamasının güvencesi vs. pek çok tanımlı her an, her alan çeşitli toplumsal olaylar görev alanı içine girer yargının. Yargı ve yargıçla alınan sonuç adalettir.
Adalet ulusal basından manşet yapılan fetöcü terörist, darbeci, demokrasi düşmanı, hak-hukuk tanımayan, hakimler, savcılar tarafından fetö olaylarıyla yok edilmek istenmiştir. Adalet süreçten büyük darbe almıştır. Güven kaybına uğramıştır. Dolayısıyla darbe girişimiyle birlikte fetöcülerin son düşmanlıkları ortaya çıkmıştır. Adaleti, yargıyı terörize eden bu yargıçlar, savcılar adeta kendilerini de yok etmişlerdir.
Ulusaldaki toplu isimler, yaptıkları adaletsizlikler, hukuksuzluklar artık bunların hak ettikleri cezaya çarptırılması aşamasının sağlıklı yapıda işlediğini açıkça göstermektedir.
Gerçek yargı mensubu, milletine, devletine, değerlerine karşı son derece saygılıdır. Sorumluluk duygusuyla en ciddi, en tutarlı biçimde yaşar ve görev yapar. Siyasi arenada şov yapmaz. Adının basında, yayında övgü aracı olarak kullanılmasına, reklam vasıtası yapılmasına kesinlikle izin vermez. Siyaset ve benzeri kurumların etkisi altına girmez, sahte muhbirlere fırsat vermez.
Diliyoruz fetö olaylarından büyük darbe alan, önemli miktar yargı mensubunu yargılamak, işlerine son vermek durumunda kalan yargımız, süreç öncesi sağlıklı yapısına kavuşarak sahibi selamete çıkar. Milletimizde bu acı tabloları bir daha yaşamaz.