Yalnız Allah'dır ki; bütün alemleri yarattığı kullarını hiç bir karşılık beklemeden bol bol nimetlendirdiği için övülür. O'ndan başka kimseye hamd edilmez. Hamd yaratanın hakkıdır, Fatiha suresinde ilk ayet El hamdi'lillahtır. Namaza besmeleden sonra alemlerin Rabbına hamd ederiz diye başlarız. Bu bir zorunluluktur. Fakat dalkavukluk değildir. (Müslim sahih ıv 2297) Şükür hamd'e yakın bir kelimedir, iyiliğe veya elde edilmiş bir nimete kalp ve dil ile memnun olma ifadesidir. İnsan kendisine iyilik veya yardım eden kişiye teşekkür eder. Elde edeceği umulan bir nimete de hamd eder. Bu bakımdan hali ve geçmişi için Rabbına şükreder, geleceği içinse hamd etmesi gerekir.
''Biz insanı bir nutfe'den (damladan) iki cinsin birleşmesiyle yarattık. Muradımız onu denemektir. Onun için işitir ve görür kıldık. Ona yol gösterdik o'da ya şükredici veya nankör olur. (Dehr su.2-3- a.) ''İşte o Allahtır ki; geceyi dinlenmeniz gündüzü görmek için apaydınlık yarattık. Muhakkak ki Allah insanlara karşı lütuf eder. Fakat onların çoğu şükretmez. (Mümin su.61.a.) Hamd etmesini bilen kişi hem nefsini kirden temizlemiş. Hemde şükür kapısına yaklaşmış olur. Çünkü hamd'e şükür yoluyla ulaşılır. Hamd'in hem dil hemde bedenin diğer uzuvları ile yapılması gerekir. 17 ayette Esmai hüsnadan Hamid (Hamd edilen) ismi zikredilir. Kur'anda Fatiha, Enam, Kehf, Sebe, Fatır surelerinde Elhamdilillah diye başlanır.
Organların hamd'i her birinin fiilleriyle yapılır. Allah'ın hamd'i tefekkür, yaşamın hamdi onu Allah yolunda geçirmedir. Hamd halindeki kalp Allah'ın övdüğünü över. Namaz Hamd'in tümünü içinde barındıran bir ibadettir.
Allah elçisine hamd'i emreden ayetler (Neml su.59-93.a.) Furkan 58.a.- Mümin.55. a.-Tur 48.a.
Duaların bitiminde, secde halinde, içi daraldığında sıkışıklıkta ,güneş doğmadan ve batmadan önce hamd edilir.Hamdsizlik nankörlüktür. Sebebide kibirdir.Yüce Yaradandan razı olacağı hamd'i niyaz edelim.