İşte burada, altın yumurtlayan kuşlar
İşte burada, her seher çağı
Başı dik, Felek tayına eğer vuranlar
At sürdüler mi yedinçi kat meydan onlara
Yattılar mı, Güneş’i, Ay’ı yastık edinir onlar
Öylesine balıklar ki; canlarında Yunus var
Öylesine fidanları ki; gökyüzünü bezerler
Kıyamet günü, cehennemi sömürür içerler
Cenneti dileyene bağışlarlar
Fakat ne dua bilir. Ne de ilenirler
Güzellikle dağları oynatırlar
Tatlılıkla denizleri şeker gibi tatlandırırlar
Bedeni canlandırır. Taşları Lâl yaparlar
Herkesten daha fazla, meydandadırlar
Apaçık görmek istersen, önünde dikiliverirler
Anadan doğma körü görür hale getirirler
Hor görülsen bile diken gibi sert keskin ol
Senin dikenlerini, gül, nesrin hale soksunlar.
*******
D.K. C:3 – B: 3948-3957