Şahanoğlu ve dostları döneminde (1860-1870 li yıllarda) şehrimiz Afyon’da, saz ve söz şairleri, ozanlar, vs. toplanır, kahvehanelerde duvara, perdeye muamma asarlarmış. (Sözlüklere göre Muamma, bilmece, anlaşılmaz iş, anlaşılması zor söz, soru vb. anlamlara geliyor.)
Edebiyatta ise, şairin, şiirinin manasını kapalı tutması, şiirin anlamında, manada gizlenen nesne şahıs vb. anlamlar taşıyor.
Muammayı bilenlere ödüller, süslü eşyalar da verirlermiş.
Bu kahvehanelere Afyonlu, şair ve aydınlar da giderler şiirdeki, sözdeki muammayı, çözerler ve ödülleri alırlarmış.
Yine bir gün, Otpazarı’ nın oralarda o günkü, Dokuz Haneler kahvehanesine, böyle bir muamma bilmece asılmış. O gün kahvehanede hazır bulunan Deli Bekir, bu muammayı çabucak çözmüş. Bu muammanın çabuk çözülmesine canları sıkılan, misafir saz-söz şairleri ve muammayı asanlar, doğru cevabı inkar edip, cevabı geçersiz saymışlar. Gariban giyimli, Deli Bekir’den gelen zekice ve keskin cevabı kabul etmek de istememişler. Bekir’i uyutmak, atlatmak istemişler.
Deli Bekir bu haksızlığa dayanamaz. jüri heyetine, söz- saz şairi misafirlere bıçağı çektiği gibi, önlerine katıp kovalar. Oradaki halk Bekir’i çok zor tutup, zor engellemiş. Sakinleyen Deli Bekir muammanın cevabının doğruluğunu da ispat etmiş. Sakinleştikten sonra ödülünü de almış.
Rahmetli babam bayramlarda gelen eşrafa, misafirlere köy odasında bu şekilde anlatırdı.
Dedelerimizden duyup bildiklerimiz böyle olmakla beraber, Edip Ali Bâkinin ‘’Ciloğlu Deli Bekir’’ kitabında benzer bir anlatım da vardır.
61. bölümle, Şahanoğlu yazı dizisi devam edecek...