31. HAFTA TÜRKELİ GAZETESİ SANAT—KÜLTÜR
SAYFASI YAZILARI
HAZIRLAYAN: ŞABAN KORKMAZ
HAFTANIN AYET-İ KERİMESİNİN MEALİ: “Allah bana yeter. O’ndan başka ilah yoktur. Ben sadece O’na güvenip dayanırım. O yüce arşın sahibidir.” Tevbe Suresi: 129)
&&&
HAFTAININ SÜNNETİ SENİYYESİNİN MEALİ: “Hastalıkla geçen saatler, günah işlenen saatlere kefarettir.” (Beyhaki)
&&&
BAŞYAZI:
ŞABAN KORKMAZ
NİNEMİN ANNEME SÖYLEDİKLERİ!
Ninem annemi çok severdi. Hiç gelinim demezdi kızım diye çağırırdı. Kendisine de zaman zaman: “Ben seni gelinim değil kızım gibi seviyorum. Sen benim canımsın, her şeyimsin, canın bir şey istediğinde hiç çekinmeden bana söyleyebilirsin.” Derdi. Şimdilerde sık sık ona arada bir şu cümleleri sarf edişi aklıma geldi: “Bak kızım! Bu evdeki her şeyler senindir, ben de dâhil hepimiz seni çok seviyoruz. Kocanın bir dediğini sakın ikiletmeden yapmanın yoluna bak. Kocasını bu dünyada razı eden kadınların cennete sorgusuz sualsiz gireceğini hatırından çıkarma. Hiçbir insanı kırma, dökme, hal hatır bilenlerden ol. Çocuklarını emzirirken onları abdestli olarak emzir, büyüklerine saygı göster, küçüklerini sev. Sakın edebi hiçbir zaman elden bırakma. Temizliğe dikkat et ve yemeklerini yaparken besmele ile başla, ihlâs ile pişir, besmele ile sofraya taşı. Çocuklarına haram lokma yedirme. Merde değil namerde dahi muhtaç olmadan hayatını sürdür. Evinin hanımı ol, sultanı ol, kraliçesi ol. Hiçbir kimsenin üzülmesine vesile olma. Temizliğin imanın yarısını olduğunu unutma. Her bir işini özenle ve temiz olarak itinalı bir şekilde yapmaya çalış.”
O günler gözümün önünden birer film şeridi gibi geçtiğinde günümüz nine ve annelerine bakıyorum. Bakıyorum da yanında oğlu ve gelini duran yok gibi. Karı koca arasındaki geçimler bir hayli artmış vaziyette. Gönül arzu ediyor ki her bir karı koca birbirlerini Allah rızası için sevsinler ve hiçbir şeyi dert edinmesinler. Şurası da unutulmamalıdır ki Yüce Allah her şeyi bilen, gören ve işitendir.
&&&
BİLİYOR MUYDUNUZ?
Sürekli olarak abdestli bulunmanın ve abdest almanın:
-Yükselen tansiyonu düşürdüğünü,
-Bel ağrısını hafiflettiğini,
-Yorgunluğu ve öfkeyi giderdiğini,
-Vücut azalarını rahatlattığını,
BİLİYOR MUYDUNUZ?
&&&
UNUTMA!
Yeryüzü dediğin bir koca mabet,
Geldik bu mabede maksat ibadet,
Ezanlar ederken secdeye davet,
Hep “yarın” diyorsun, oysa kim bilir,
O “yarın” belki hiç gelmeyebilir…
Cengiz NUMANOĞLU
&&&
VEFA
“Unutmayın sevgili canlar! İnsanı ne sırtındaki, ne elindeki, ne de omzundaki taşıdıkları yorar. İnsanı asıl yoran şey; yüreğinde taşıdıklarından göremediği vefadır.”
&&&
TARİHTEN BİR YAPRAK!
Birinci Dünya harbinin sonunda, bir şekilde İstanbul’u Türk’lerin elinden almaya çalışan İngilizler, Yunan’lıları da İzmir’e asker çıkarmaya zorladılar. 15 Mayıs 1919 da İzmir’e ayak basar basmaz, Türk komutan ve erlerini sokaklarda süngüleyerek, vahşetlerini sergilemeye başladır. 2,5 ayda Ankara’ya yaklaştılar. Yunan kralı, İngiliz subaylarına, Ankara’daki zafer balosu için davetiye veriyordu. Polatlı yakınlarında, 23Ağustos 1921’de başlayan Sakarya Savaşı, gece ve gündüz kesintisiz, 22 gün sürmüştür. Bu durum Anadolu’nun kurtuluşunun başlangıcı oldu. 40.000 kişilik Türk ordusunda 10.000 tüfek vardı. Yunan ordusunun ise tamamı tüfekli, 100.000 kişiden fazla idi. Onlarda 300 top ile 20 uçak, bizde 170 top ve 1 uçak varda. Bu şartlar altında bile düşman tam bir hezimete uğradı. Eskişehir’e kadar çekildi. Bir sene sonra da 9 Eylül 1922’de İzmir’de çoğu denize döküldü.
&&&
HAVUÇ
En zengin A provitamini kaynaklarından biridir. Yüksek miktarda C, D, K ve B2 vitaminleri içerir. Bebekler için anne sütünden sonra en kıymetli besindir. Emziren kadınların sütün çoğaltır ve zenginleştirir. Anne ve bebeğin dişlerini kuvvetlendirir, görme gücünü artırır. Yanıkları, dış ve iç yaraları iyileştirir. Kanseri önler, deri ve göz hastalıklarına ve astıma iyi gelir.
Havuç tohumları mide ve bağırsak gazlarını giderir, idrar söktürür, böbrek ve mesane taşlarını düşürür. Hipofiz hastalığına (karında su toplanması) iyi gelir. Havuç suyu, ıspanak, ısırgan otu, karalahana, pırasa, maydanoz kereviz veya elma suyu ile birlikte içilebilir.
Dr. Yaşar AĞCA
&&&
ŞÜKÜR
Zengin bir adam, balkonunda oturup dışarıyı seyrederken, çöp kutularından bir şeyler toplayan fakir birini gördü, “Allah’a şükürler olsun ki fakir değilim.” dedi.
O sırada fakir adam etrafa baktı, el arabasında yürütülen engelli birini gördü, “Allah’a şükürler olsun ki engelli değilim.” dedi.
Derken engelli adam yolda ambulansın hızla bir hastayı hastaneye yetiştirmekte olduğunu gördü, “Allah’a şükürler olsun ki hasta değilim.” dedi.
Hasta da hastaneye vardığında ölen birinin morga götürüldüğünü gördü, “Allah’a şükürler olsun ki yaşıyorum.” dedi.
Bu durumda Allah’a teşekkür edemeyen kimse, sadece ölen kimseydi.
Hal böyle olunca ne halde olursak olalım bizi yaratan Allah’a şükretmeyi, verdiği nimetlere teşekkür etmeyi hiçbir zaman ihmal etmeyelim. İhmal etmeyelim ki nankörler gibi olmayalım.
Bizi hiç yoktan eşrefi mahlûk olarak yaratan ve her bir nimeti bizim emrimize veren Yüce Allah’a ne kadar şükretsek azdır. Çünkü Rabbimiz bize her şeyi vermiş. Bize verdiklerinin karşılığında ancak ve ancak bizden sadece istediği kendisine kulluk yapmak. Rabbim bizlerden razı olsun.
Bir şeyleri unutabiliriz ama sakın ola sevgili canlar Allah’a karşı şükretmeyi unutmayalım olur mu?
&&&
İŞTE BİR İNCİ
“Gökler ağlıyor, yerler ağlıyor, biz ağlamışız çok mu? Bize yobaz diyorlar, bize gerici diyorlar haberin yok mu? Varsın desinler o kendini bilmezler, her ne derlerse desinler, Allah için yobaz olmuşuz çok mu? Rabbimiz her şeye yetmez mi?” Necip Fazıl KISAKÜREK
&&&
BİR NÜKTE
Nüktedan ve aynı zamanda şair olan birisi bir kahvehaneye gitti ve bir kahve içti. Kahvehanenin sahibi kahveyi getirdiğinde kahve fincanının altında da bir kâğıt vardı. Adam kahveyi içti altındaki kâğıdı okudu kâğıtta şu yazılıydı:
“Kahvenin yolu ırak, beş para idare etmiyor on para bırak.”
Kahveyi içen adam öylesine cimri idi ki, o da o pusulanın altına şunu yazdı:
“Kahve yemenden gelir yolu ırak, beş para idare etmiyorsa iş yerini kapat.”
&&&
EVLİYA ÇELEBİ’DEN HİKMET DOLU ÖĞÜTLER
-Sakın besmelesiz yemek yeme.
-Sırrını en yakınına bile söyleme.
-Kötüye yoldaş olma.
-İyi adını kötüye çıkarma.
-Ekili tarlaya basma.
-Dostun elinde olana haset etme.
-Elinde olanla yetinmeye bak.
-Davetsiz yerlere gitme.
-Sakın gıybet edici olma.
-Herkesle iyi geçinmeye bak.
-İnatçı ve kötü sözlü olma.
-Haram ve yasak olan şeylere yaklaşma.
-Beş akit namazını aksatmadan kıl.
-İlim ve erdem sahibi ol.
-Tutumlu ve uyanık ol.
-Tedarikli ve cömert ol.
-Öğrendiğinle amel etmeye bak.
Halil ARIK
Emekli İl Müftüsü
&&&
NE DESEK Kİ?
Bir haram lokma yutulduğunda ancak e ancak 40 günde o vücudu terk eder. Kişi her ne kadar namaz kılsa da kıldığı namazda huşuyu yakalayamaz ve kıldığı namazdan ecir alamaz. Günümüzde haram ne kadar da sıradan bir hale geldi. Ecdadımız helal lokma ile haramı birbirine karıştırmazken ve özellikle helal lokma ile beslenmeye özen gösterirken biz ne hale geldik? Piyango bileti alan “Bismillah” satan ise “Hayırlı olsun” demekte.
&&&
KİBAR SÖZLER DİZİSİ
-Kimseye iyiliğe memur değiliz, kimseyi üzmeye mezun değiliz. Her bir insana iyilikle muamele hepimizin birinci vazifesi olmalı.
-------
-Dua elbette önemli bir meseledir. Hele hele büyüklerin duası bir başkadır. Bir insanın maddi ve manevi ihsanlara ulaşmasına sebep anne ve babanın duasıdır. Yegâne amacımız anne ve bananı duasını almak olmalıdır.
------
-“Elbette Cennet cömertlerin yurdudur.” demiş Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Ne güzel söylemiş. Cömertlik varken vermek değildir, elde az iken vermek güzeldir, işte bu gerçek cömertliktir. Rabbim alanlardan değil böyle dar zamanımızda verenlerden eylesin. Âmin.
----
-Kendini bilen kişi her zaman iyi niyetlidir. Bu niyetini de her zaman muhafaza etmesini bilir. Kişinin niyeti düzgün olmazsa, güzel bildiğimiz her şey, dünyayı mamur etse de, hiç şüphesiz ki ahireti mahveder. (Hayat Üniversitesinden Mezun Olanların Sözlerinden)
&&&
KİBİR VE TEVAZU İŞTE BÖYLE BİR ŞEY
Zamanın birinde bir abid varmış. Öyle ki, hiçbir günahı yok, hep ibadetle meşgulmüş. Allah-ü Teala gölge yapsın diye, üzerine bir bulut tahsis etmiş. Nereye giderse bulut da ona gölgelik yapıyormuş. Bir gün, yol kenarına istirahat için oturmuş. Oradan geçen bir sarhoş, ağabeydi görünce, banim işe yarayan bir amelim yok. Zamanım hep kötülükle geçti. Bu Abidin yanına gidip beş on dakika oturayım da, belki Allah bu beş on dakikanın yüzü suyu hürmetine beni affeder diye düşünüp, Abidin yanına oturmuş. Abid de onu görünce kibirlenmiş, tiksinerek, “benim yanıma bu mu oturmalıydı” diye burun kıvırarak kalkıp gitmiş. Fakat bulut abidle birlikte gitmeyip sarhoşun üzerinde kalmış. Allah Teala o zamanın Peygamberine şöyle vahyediyor:
“Abid o kadar kıymetli bir kulumdu ki, hiçbir günahı yoktu ve cennetlikti. Kibirlenmesiyle bütün derecelerini aldım ve cehennemlik oldu. Sarhoşu ise tevazuundan dolayı evliyalığa yükselttim.”
Hadiseyi okuyup, güzelce yorumlayanlara helal olsun.
&&&