Bu hafta Salı’yı Çarşamba gününe bağlayan gece, Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in dünyaya teşriflerinin yıl dönümüdür.
Bizleri sağ salim olarak Bu Mevlit Gecesi’ne ulaştıran Rabbimize ne kadar hamdetsek azdır. Rabbim Mevlit kandilimizi hayırlara vesile eylesin, cümlenizin ömrü ve kazancı bereketli olsun.
Hiç şüphesi ki Peygamber efendimiz (s.a.v.)kalplerden şefkatin, vicdanlardan merhametin çekildiği bir dönemde dünyaya teşrif etti. Çoraklaşan yürekler, onunla gelişiyle yeşerdi. O, cahiliye girdabında boğulmakta olan insanlığa rehber, ümidini kaybeden gönüllere umut oldu. İnsanlığı, zulmün karanlığından İslam’ın aydınlığına çıkardı.
Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber efendimiz (s.a.v.) insanları bir ve tek olan Allah’a kul olmaya, adalete, iyiliğe, kardeşliğe ve güzel ahlaka çağırdı. Şirkin karşısında iman ve istikameti, zulmün karşısında hak ve adaleti, cehaletin karşısında ilim ve hikmeti, şiddetin karşısında şefkat ve merhameti kuşanmayı insanlığa öğretti.
Yine hiç şüphesiz ki Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Kur’an-ı Kerim’i bize tebliğ eden, her haliyle yaşayıp öğretendir. Yüce Peygamberin sünneti, Kur’an-ı Kerim’in ete ve kemiğe bürünmüş halidir. Yine hiç şüphesiz ki Kur’an-ı Kerim ve sünneti seniyye bölünemez bir bütündür. O kadar Peygamberin arasından bütün dünyaya İslamiyet’in yayılması onun zamanında gerçekleşmiştir. Kur’an O’nun zamanında inmiştir.
Bizleri yoktan yaratan Yüce Allah’ı seviyoruz, O’nun iki cihan Server-i âlemlere rahmet olarak gönderdiği Hz. Muhammed’i canı gönülden seviyor ve O’nun sünneti seniyyesi üzerine yaşamaya özen gösteriyoruz. Kur’an-ı Kerim’i öğrenen ve öğretmeye çalışanlara ne mutlu. Kur’an’ı Kerim’i okuyup anlamaya çalışanlara, onunu hükümleriyle hareket edenlere ne gibi müjdeler var bir bilseniz her saat, her dakika Kur’an ‘la meşgul olurdunuz.
Biliyor musunuz Hz. Ömer (r.a.) onüç yılda hafız olmuştur. Nedeni gayet basit. Anlatılanlardan anlayacağımız husus şudur. O Mübarek zat; Her ayeti okuduktan sonra ağlamış, tekrar okumuş, tekrar ağlamış ve; ”Rabbim bana bu ayette ne diyor?” sorusunu kendisine sorarak hafızlığını hak etmiştir.
Her iki cihanda mutlu ve mesut olmak istiyorsak gelin Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in hayatını iyi bir şekilde okuyalım ve öğrenelim. O’nun gibi yaşamaya çalışalım. Bütün insanları düşüncesi, fikri ne olursa olsun O’nun gibi kucaklamaya bakalım. Hiçbir insanı küçüksemeyelim. Öğrendiklerimizle amel etmenin yoluna bakalım. Elimizde bir dilim ekmek bile varsa onu bölüşmeyi bilelim ve olabildiğince cömert olalım. Çocuklarımızı Kur’an ve sünnetin ışığında yetiştirmeye özen gösterelim. Çocuklarımız daha küçük yaşlarda iken onların gönüllerine Allah, Peygamber, Anne-baba, vatan, bayrak sevgisini aşılamaya ve bu sevgileri onların kalplerine nakşetmeyi ihmal etmeyelim. Önemli olan hususlarından birisi de çocuklarımıza haram lokma yedirmemeye özen gösterelim. Onları helal lokmalarla beslenmelerini ihmal etmeyelim. Çocuklarımız daha küçük yaşlarda iken Kur’an-ı Kerim öğrenmelerini sağlayalım ve namaz kılmalarını teşvik edelim. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in yaşadığı gibi yaşamaları için gayret ve çaba gösterelim. Çocuklarımızı ve bütün insanları sadece ve sadece Allah rızası için sevelim. Bu kutlu doğum haftası boyunca çocuklarımızla bir araya gelip en azından her gün sohbet edelim ve Peygamber Efendimizin hayatından nükteleri paylaşalım. Bu vesileyle Mevlid-i Nebi Haftamızın aziz milletimize, İslam âlemine ve tüm insanlığa hayırlar getirmesini Yüce Rabbimden niyaz ediyor hepinizi Allah’a emanet ediyorum. Rabbim cümlenizden razı olsun. Âmin.