Afyonkarahisar.
Özünde, genlerinde, ruhunda kültür ve sanat var.
Hem de öyle böyle değil.
Binlerce yıldır.
Dünya’da kullanılan birçok müzik aletinin büyük çoğunluğu Afyonkarahisar sınırları içinde kalan Frigyalılar zamanında icat edildi.
Dünya’nın ilk müzik yarışması Dinar’da yapıldı.
Frig Gamı diye hala dünyada kullanılan bir makam var Afyonkarahisar’dan çıktı.
Binlerce yıllık kültür ve sanat şehri Afyonkarahisar ne olduysa kültürden, sanattan, müzikten uzaklaşmış.
Kibarlıktan estetikten, nezaketten uzaklaşmış.
Biraz kabalaşmış.
Muhafazakarlaşıp içine kapanmış.
Muhafazakarlık veya tutuculuk, geleneksel toplumsal etmenlerin korunmasını destekleyen politik ve toplumsal felsefe anlamına geliyor.
Aslında muhafazakarlık, kültür, sanat, müzikten uzaklaşmak demek değil ki.
Yaklaşık 13 yıldır hayatımı sürdürdüğüm bu şehirde inatla kültür ve sanat işlerine kendini adamış birkaç adam var.
Ama bir türlü kader kıymetleri bilinmeyen birkaç adam.
Bunlardan bir tanesi Hasan Hüseyin Başkadem.
Diğeri İbrahim Alimoğlu.
Elbette daha birçok kişi var ama.
Bu ikisi herkese ve her şeye rağmen sağlıklarını, kariyerlerini ve paralarını bu işe koymalarına rağmen hak ettiği değeri görmeyen adamlar.
Hatta bunların yaptığı manyaklık ne yapsalar kıymetleri bilinmiyor.
Başka bir yerde yapsalar el üstünde tutulurlar.
Yaptıkları her işe bırakın ceplerindeki parayı harcamayı üstüne para kazanırlar.
Ama burada yok.
Afyonkarahisar’da olmuyor.
Bu şehirde güzel şeyler yapanlar değil, bir şeyleri yapıyor’MUŞ’ gibi görünüp başkalarının fikrini çalıp kendi fikri ve becerisiy’MİŞ’ gibi görünenler kıymetli.
Çünkü bu şehrin yöneticileri, karar vericileri kültür ve sanattan anlamadıkları için yapanları değil yapıyor’MUŞ’ gibi olanlara inanıyor.
Ne diyelim Allah akıl fikir versin.
Mayıs ayı her ne kadar seçim ayı olsa da şehrimizde kültür ve sanat işleri de oluyor.
Hüseyin Başkadem diye bir adam var.
Kaçınız biliyor bilmem.
Ama ben Afyonkarahisar’a geldiğim günden beri kültür sanat denildiğinde saygı duyduğum ender adamlardan birisi.
Evet Hüseyin Başkadem kibirli, ukala, entelektüel ama kırıcı, hatta itici.
Herkese yukardan bakan burnu havada biri.
Bu alemde sanki ondan daha önemli bir varlık yokmuş gibi davranıyor.
Ama tüm bunlara rağmen tam 22 yıldır bütün zorluklara, engellere, imkansızlıklara rağmen Afyonkarahisar Uluslararası Klasik Müzik Festivali ve Caz festivali yapıyor.
Siz kabul etmiyorsunuz, beğenmiyorsunuz ama Afyonkarahisar Caz Festivali 20. Yılında UNESCO tarafından kabul edilen ve logosunu kullanma hakkı verdi.
Dünyanın önemli ve saygın festivallerinden birisi olarak kabul ediliyor.
2-8 Mayıs tarihleri arasında NGAfyon ev sahipliğinde bir birinden kıymetli sanatçılar konserler verdi.
Yazarlar, çizerler, müzisyenler Afyonkarahisar’a geldi.
Festival son yıllardaki en kalabalık ve ilgi gören festival olduğunu söylemek lazım.
Festival öncesi bizim beğenmediğimiz Hüseyin Başkadem ulusal kanalların ve gazetelerin kültür ve sanat programlarına konuk oldu.
Afyonkarahisar Klasik Müzik Festivalini anlattı.
Anadolu’nun küçük, mütevazi, muhafazakar şehrinde 22 yıldır imkansızı başaran adam olarak festivali anlattı.
Afyonkarahisar’da güzel şeylerde oluyor muş dedirtti.
Hüseyin bir şeyi daha yapıyor ve bana göre en kıymetlisi de bu.
Gelen müzisyenleri, yazarları, çizerleri sadece NGAfyon otelin lobisinde konser verdirmiyor.
Onları alıp köy okullarına götürüyor.
Birçok çocuk ilk defa ünlü birini, bir yazarı, bir müzisyeni ve daha kıymetlisi müzik aletlerini görüyor.
Ona dokunup çıkardığı sesi duyuyor.
Her şeye rağmen güzel adamsın Hüseyin Başkadem.
Birde İbrahim Alimoğlu var.
Ne desem ki.
İlk geldiğim yıl birisi bizi tanıştırmaya götürdü.
Yarım saat içinde kavga demeyelim de tartıştık ve yanından çıkıp gittim.
Küstüm.
Sonra nerede karşılaşsak gülümseyerek selam veriyor.
Selam Allah’ın kelamı, kerhen bende karşılık veriyorum ama adama uyuz oluyorum.
Neyse zaman içinde bir birimizi daha iyi anlamaya başladık galiba.
Adam İbrahim Alimoğlu, Karun kadar zengin derler ya öyle olmasa da o ligden biri.
AKSAM diye bir dernek var.
Şehirde birçok kültür ve sanat işi yapıyor.
Önemli hocalarla kuruduğu korolar konserler yapıyor.
Birde şunu belirteyim.
Afyonkarahisar’da 2016 yılında dünya turnesi yapan SAMAİA diye Kafkas dansları yapan Rus ve Gürcü sanatçılardan bir ekip var.
Dünya Turnesinin Türkiye’deki ilk gösterisini Afyon’dan başlattık.
İşi yapanlar benim arkadaşlarım olunca çok ucuz bir kaşeye Afyonkarahisar’a getirdik.
O zaman şimdiki gibi popüler biri değilim.
Dünya turnesi yapan bir gösterinin çok ucuza getirdiğim kaşesini zor zor tamamladım.
Bana söz verenlerin hiç birisi sözünde durmadı.
Bir tek hem sponsor desteği veren hem de AKSAM’ın bir gösterisini ön gurup olarak çıkardık.
O zamanki parayla 4 bin liralık bir katkısı olmuştu.
Birde bizim tiyatrolardan birine 1 ‘Bir’ bilet alarak geldi.
İbrahim Alimoğlu ile 13 yılda tek parasal ilişkimiz bu kadar.
Bu şehirde gerekli itibarı görmeyen kültür ve sanat adamlarından birisi.
Her ne kadar o benim yaptığım oyunlara gelmese de ben onun yaptığı birçok konserlere gidiyorum.
Önceki akşam AKÜ’de Türk Halk Müziği Topluluğu Bozkırda Yeşeren Türküler Konseri vardı.
Tamam İbrahim Alimoğlu için gidilir o bir.
Ama kıymetli dostumuz Afyonkarahisar’da en sevdiğim kadınlardan birisi olan Şaduman Balta var.
Onun içinde gidilir.
Şaduman Balta güzel türkü söyler saz çalar.
Sohbeti güzeldir.
İyi bir dosttur.
Hepsinden önemlisi sokak hayvanlarının koruyucu meleğidir.
Onun içinde o kanser benim için kaçırılmazdı.
Sonra bir baktım sahnede Kemal Baykara var.
Kemal beyi de uzun zamandır tanırım.
Gazetecilik yanı var.
Yazılar yazar bazen sohbet ederiz.
Daha önemlisi onu en çok da Madde Bağımlığıyla mücadele eden dernek başkanı olarak tanıdım.
O konuda çok konuştuk ve takdir edilmesi gereken birisi.
Bir tarafta bizim Kadir Elçi var.
Diğer tarafta Sultan Bodur var.
Hepsine selam olsun.
Elbette saz ekibi harika bir iş çıkardılar hepsini tebrik ediyorum.
Ve şef.
Şef Emrah Kalın.
Çok güzel bir ekip hazırlamış.
Bir birinden kıymetli türküleri seçmiş.
Solo solist seçimleri çok yerindeydi.
Harika bir gece yaşadık.
Her tarafta bangır bangır seçim müzikleri gürültüsünden sonra gerçek bir koro ve türküler dinlemek çok güzeldi.
Tebrikler İbrahim Alimoğlu.
İyi ki varsın.