Allah yarattığını eşsiz, örneksiz olarak yaratır; üstada tâbi değildir. Herkes O’na dayanır; O’nun dayanacağı bir varlık yoktur.
O’ndan başka, bütün mahlukat (bütün yaratılanlar) hem sanatında, hem sözünde üstada ( Allah’a) tâbidir; örneğe muhtaçtır.
Bu söze yabancı değilsen bir hırkaya bürün, bir viraneye çekil ve gözyaşı dök!
Çünkü Âdem Allah’ın itabından ( azarlamasından) ağlamakla kurtuldu. Tövbekârın nefesi (sözü) ıslak gözyaşlarındadır.
Hz. Âdem, yeryüzüne ağlamak için, daima feryadetmek, inlemek ve mahzun olmak için gelmiştir.
Hz. Âdem, Firdevs’ten (cennetten) yedi kat göklerin üstünden ayakları dolaşarak en adi yere, tâ kapı dibine, özür dileyerek gitti.
Eğer sende Âdemoğluysan onun gibi özür dile onun yolundan yürü!
Gönül ateşiyle gözyaşından çerez düz. Bahçe bulutla güneş yüzünden yetişmiş, yeşermiştir.
Sen gözyaşı zevkini ne bilirsin? Görmedikleri gibi ekmek aşksın!
Bu karın dağarcığından ekmeği boşaltırsan ululuk incileriyle doldurursun.
Önce can çocuğunu şeytan sütünden kes de sonra onu meleklere ortak yap.
Sen karanlık, mükedder (üzüntülü, sıkıntılı) ve bulanık oldukça bil ki Mel’un şeytanla süt kardeşisin!
KONUYU BİRAZ AÇALIM
Cenab-ı Hakk, eşsiz örneksiz yaratandır. Başkalarından öğrenmeye ihtiyacı olmadan daima en erişilmezi yaratır.
Herkes, Allah’a dayanır, güvenir ve o’na muhtaçtır. O’nun dayanacağı başka bir varlık yoktur.
Onun için sende, kâmil insanların sözlerini ve nüktelerini işitebilecek kulak, anlayabilecek olgunluk, o sözleri nüktelere, hayata geçirebilecek irade varsa, nefsinin peşinden koşmayı bırak da Allah’a tam bir teslimiyet ve tevazu için de gözyaşı dök; tövbekâr ol.
Tövbekârın ıslak gözyaşları, onun Allah’tan yalvararak af dilemesi anlamındadır.
Bizler Allah’ımızın insanlar için göndermiş olduğu Kur’an-ı Kerim’in gösterdiği yoldan yürüyüp yarın ölecekmiş gibi her an Allah’ı hatırımızdan çıkarmadan ona yalvarıp tövbe etmek; Allah’ın emirleri doğrultusunda hayatımızı sürdürmek; hiç ölmeyecekmiş gibi de insanların ve yaşadığımız toplumumuzun faydası için doğru işler yapmaya gayret göstermemiz ayrışmadan birlik ve beraberlik içinde birbirimize güven ve saygı duyarak Allah’ın ipine sarılmamız gerekmektedir. Ancak o zaman huzurlu, mutlu ve hayatta başarılı oluruz.
Hz. Mevlana
Mesnevi 1630-1641. Beyitler