EN BÜYÜK GÜNAH DOĞAYI TAHRİP ETMEKTİR

EN BÜYÜK GÜNAH DOĞAYI TAHRİP ETMEKTİR

Geçtiğimiz günlerde dünya liderleri, ''iklim değişikliği ve küresel ısınma'' ile ilgili Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de bir araya gelmişlerdir ve dünya üzerindeki bütün yaşamı etkileyen, zamanla dünyada yaşayan canlıları yaşanmaz hale getirecek olan küresel ısınmaya karşı önlemler almaya karar vermişlerdir. (Eğer önlem alabilirlerse)

 Hz. Muhammed'e göre doğanın dengelerini bozanlar Allah'ın lanetine uğrarlar. Hayatı boyunca hep lanetlenmeye karşı çıkmış, "lanet olsun" tabirini parmakla sayılabilecek kadar az kullanmış olan Hz. Muhammed (s.a.v.) Peygamber, yerkürenin doğal dengelerini bozanlar için şu sözü söylemekten çekinmemiştir: "Yerkürenin belirgin alameti olan değerleri, işaretleri; yeryüzünün olmazsa olmazlarını yozlaştırıp bozanlara Allah lanet etsin." (Zehebi, Kitabül Kebair ve Tebyinül Maharim; 148)

Kur'an-ı Kerim, evreni teosantrik, (Allah merkezli) bir yapı olarak tanıtırken şöyle buyuruyor: "Her şey Allah'ı tesbih eder ama siz bunu fark edemezsiniz." (İsra Suresi, 44. Ayet)

Kur'an-ı Kerim'in altını çizdiği dünya üzerindeki genel ve doğal döngü faaliyeti nasıl işliyor, bunu görelim. Bu işleyişin sadece bir boyutu olan doğadaki karbon faaliyetine değinelim.

Karbondioksit (CO2), hayatın -özellikle insan hayatının- işleyişi sırasında çıkardığı birinci derecede gazdır; zehirli bir gazdır. Fakat Allah tarafından hayat öyle düzenlenmiştir ki bu zehirli gaz, hayatın başka bir faaliyetinde gıda olarak kullanılıyor. Karbondioksit gazı bitkilerin büyümesinde kullanılıyor; bitkiler karbondioksit gazını alıp yerine oksijen (O) veriyor. Ormanlardaki ağaçların ve diğer ağaçların ememediği karbondioksit gazını denizler ve okyanuslar emiyor. Ama dünyadaki bu döngü, dengeleri koruduğu sürece işlevini sürdürüyor.

Dünyadaki dengeler bozulunca ne yeşil ağaçlar bitkiler görevini yapabiliyor ne de denizlerdeki ve okyanuslardaki su kitleleri. O zaman, dünyadaki bu denge bozulunca felaket başlıyor; iklim değişikliği ve küresel ısınma başlıyor. Dünyanın bazı bölgelerinde aşırı kuraklık, bazı bölgelerinde aşırı yağmur ve sel felaketleri başlıyor. Türkiye'mizde de iklim değişikliği ve küresel ısınmadan dolayı aynı zamanda güzelim ormanlarımızın hayat kaynağı olan ağaçların bilerek veya bilmeyerek yakılması, kuraklığa sebep olmaktadır. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa, doğanın dengesini bozanlara lanet ettiğine göre, ormanları bilerek yakanlara ve dikkatsizce yakanlara çok büyük cezalar verilmelidir. Doğada dengelerin bozulmasına sebep olan sadece insandır. Kur'an-ı Kerim, insanın işlediği bu kozmik cinayeti şöyle tanıtıyor: "İnsanların ellerinin yaptıkları yüzünden denizde ve karada bozgun çıktı. Allah onlara yaptıklarının bir kısmını tattırıyor ki geri dönebilsinler." (Rum Suresi, 41. Ayet) İnsan her yıl atmosfere 6.5 milyar tonu fosil yakıtlardan, 1.5 milyar tonu da yeşilliğin ve ormanların tahribinden kaynaklanmak üzere toplamda yaklaşık 8 milyar ton karbondioksit yüklüyor. Bu toplamın yarısından biraz azı gezegeni ısıtmak üzere atmosferde kalıyor. Ormanların her hektarı atmosferi yılda yaklaşık 2 ton karbondioksitten arındırıp, sera etkisiyle ısınan atmosferin ısınmasını önlemeye katkıda bulunuyor. Ne var ki dengelerin büyük oranda bozulması, dünyamızı tabiat ananın artık çare bulamayacağı bir yere götürüyor. Maalesef, doğadaki dengelerin bozulmasının her hal ve şartta bir günah faturası olacak ve bu günahın faili insan, bunu ödeyecek.

Ağaçlar ellerinden geleni yapıyor ama alarm işareti günden güne daha yükseğe çıkıyor. Ancak insanlık hala vurdumduymaz bir şekilde doğayı tahrip etmeye devam ediyor. Karbondioksit zehirli gazının büyük bir kısmı ormanlar ve okyanuslar tarafından emiliyor. Ormanlar Allah'ın canlılara ve insanlara en büyük armağanıdır; en şefkatli anne ormanlardır. İnsan annesini yakar mı?

Ormanlar ve yeşillikler karbondioksiti emip bizi kurtarmakla kalmıyor, emdiği zehirli gazın karşılığında bize ve tüm canlılara hayatımızı sürdürmek için oksİjen gazı hediye ediyor. Okyanuslar ve denizler ise yalnız karbondioksiti emmekle yetiniyor; yerini oksijenle değiştiremiyor. Anlaşılan o ki, karbondioksiti emen ormanlar ve sular işlevlerini bir biçimde yitirdiğinde dünya zehirlenecek ve gezegenimizin ısı dengesi alt üst olacak. Ağaçların ve denizlerin işlevlerini yitirmelerinin başlıca sebebi, ormanların yakılması ve denizlerin kirletilmesi; bunun neticesinde de küresel ısınmanın artışı ve iklim değişiklikleri, yani aşırı kuraklık ve aşırı sel felaketleridir. Gezegenimizde son 200 yıl içerisinde karbon düzeyi %30 artmıştır.