ÇANAKKALE DESTANINI YAZAN MEHMETÇİĞİN ANILARI MUALLİM HASAN ETHEM’İN MEHTUBU
İstanbul Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisi Hasan Ethem on binlerce arkadaşı ile birlikte Çanakkale cephesine gitti. O, annesine cepheden şu mektubu yazmıştı:
“Valideciğim, dört asker doğurmakla iftihar eden şanlı Türk annesine büyük nimet olan mektubunu Divrin ovası gibi güzel, yeşil bir ovacığın ortasından geçen derenin kenarındaki armut ağacının gölgesinde otururken aldım.
Tabiatın yeşillikleri içinde mest olmuş ruhumu bir kat daha takviye etti. Okudum, okudukça büyük büyük dersler aldım, tekrar okudum. Böyle mukaddes bir vazifenin içinde bulunduğuma sevindim. Gözlerimi açtım uzaklara doğru baktım. Yemyeşil ekinlerin rüzgara dayanamayarak eğilmiş bana annemden gelen mektubu selamlıyorlarmış gibi geldi. Hepsi benden tarafa eğilip kalıyorlardı ve beni annemden mektup aldım diye tebrik ediyorlardı. Gözlerimi sağa çevirdim. Güzel bir yamacın eteklerindeki muhteşem ağaçları kendilerine mahsus bir seda ile beni müjdeliyorlardı.
Nazarlarımı sola çevirdim. Çığıl çığıl akan dere bana annemden gelen mektuplardan dolayı gülüyor, oynuyor, köpürüyordu. Valideciğim (anneciğim) sen yine kederlenme. Ben seni, evet seni mutlaka buralara getireceğim ve şu tabii manzarayı göstereceğim. Şevket ve Hilmi de senin sayende görecektir. O güzel çayırın koyu yeşil bir tarafında çamaşır yıkayan askerlerim saf saf dizilmişlerdi. Gayet güzel sesli birisi ezan okuyordu.
Ey Allah’ım! Bu ovada sesi ne kadar güzeldi. Bülbül sustu ekinler bile hareketten kesildi. Dere bile sesini çıkarmıyordu. Herkes, her şey bütün mevcudat O’nu, o mukaddes sesi dinliyordu. Ezan bitti. O dereden bende bir abdest aldım. Cemaat dinliyordu. Cemaat arasında namazı kıldım. O, güzel çayırların üstünde diz çöktüm.
Bütün dünyanın derdini unuttum ve dedim ki: Ey Allah’ım! Ey şu meleyen koyunun, secde eden ekinin, şu heybetli dağların yaratıcısı! Ey benim Rabbim! Şu kahramanların bütün dilekleri, ismi Celalini İngilizlere ve Fransızlara tanıtmaktır. Bu şerefli dileği ihsan eyle. Huzurunda titreyerek böyle güzel bir yerde sana duan eden biz askerlerin süngülerini keskin et. Düşmanlarını zaten kahrettin, bütün bütün kahret! Kalktım, artık benim kadar mutlu, benim kadar sevinçli bir kimse düşünülemezdi.
Anneciğim, oğlum Halit de benim gibi güzel yerlerdedir. Dünyanın en güzel yeri burası imiş. Çamaşır falan istemem. Paralarım duruyor. Allah razı olsun. Oğlun Hasan Ethem. 4 Nisan 1331 (17 Nisan 1915)
Hasan bu mektubu yazdıktan iki gün sonra Eceabat’ta şehit olmuştur.
Destanlaşan Çanakkale Mustafa Turan. (Alıntıdır)
Yorumlar
Kalan Karakter: