İstanbul’un Fethinden 15 yıl sonra Mahmut Paşa Karaman Oğullarının ortadan kaldırılmasına memur ediliyor ve Karaman oğlu Pir Ahmet Bey’i yeniyor. Pir Ahmet Bey’i elinden kaçırıyor, fakat takip etmeden geri dönüyor. Afyonkarahisar’da oturduğu müddetçe çok sevdiği eski dostu Şair Abdurrahim Hz.ni bularak bazen kendi çadırında bazen Abdurrahim Hz.’nin konağında, manevi zevkler ve sohbetler içinde yaşadıkları ve Afyon’da birkaç ay kaldığı zannedilir. Mahmut Paşa’nın bu hareketini fırsat bilen Türk düşmanı Rum Mehmet Paşa Fatih Sultan Mehmed’e Mahmut Paşa hakkında ve aleyhinde iftiralar yapmaya başlıyor. “Karaman oğullarını tamamen ortadan kaldırmak varken Mahmut Paşa müsamaha (anlayış) gösterdi. Karaman oğlu Bey’i Pir Ahmed’i yakalamadı, asmadı, öldürmedi” diyerek değerli Veziri Azam Mahmut Paşa’yı Fatih Sultan Mehmed’in gözünden düşürmeye muvaffak oluyor ve Anadolu’ya sefere çıkmış olan Padişaha Veziri Azam Mahmut Paşa’yı azlettirerek Gelibolu mutasarrıflığıyla onu Afyonkarahisar’dan uzaklaştırıyor.
Ünlü tarih yazarı Aşık Paşazade bu azil (işten uzaklaştırma) vakasını şöyle anlatır:
“… Karahisar’a çıktılar; Padişah buyurdu. Mahmut Paşa’nın çadırını otağını başına yıktılar. Cephanesini kendi devvabına (yük taşıyan hayvanlar) yüklettiler; Padişahın cephanesine kattılar…” Abdurrahim Mısri Hz.’nin, Büyük Akşemseddin’den sonra, en sevdiği dostlarından birisi olan Şehit Mahmut Paşa, imparatorluk veziri azamları’nın en değerlerinden, devletin büyük emektarlarından, siyaset, askerlik, ilim, şiir sahalarının her birinde ön safta yer alanlardan birisidir.
Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u Fethinden sonra, bütün yaptığı işlerde, muazzam fetihlerde, kıymetli yardım ve hizmeti olan büyük veziri azam basit sebeplerle ve haksız yere Fatih’in öldürüldüğü malumdur. Allah Rahmet Eylesin.
O devrin bütün alim ve şairleri Mahmut Paşa’ya gösterdikleri fazla fazla iltifatlar ve hürmetler yüzünden adeta Fatih’i incitme derecesine gelmişlerdi.
Afyonkarahisarlı Şairimiz Abdurrahim Mısri Hz.’de Mahmut Paşa’yı denk tutuyor, Muhammed Mustafa (s.a.v) Hazreti Peygamberimizin ismi olan Muhammed ile Mahmud aynı Mastardan gelir diyor ve yazdığı şaheseri olan VAHDETNAME kitabını Padişah Fatih Sultan Mehmet dururken Mahmut Paşa’ya ithaf ediyor. Hiçbir menfaat gözetmeyecek kadar mert ve kimseye muhtaç olmayacak kadar zengin, çok zengin bir ailenin biricik varisi olan Şair Abdurrahim Mısri Hz. Mahmut Paşa’ya kitabını bir menfaat ve mükafat için değil, Mahmut Paşa’nın alimlere, Şairlere verdiği kıymetten dolayıdır.
Esi bir dostluğun hatırasını ihya için Kitabını Mahmut Paşa’ya ithaf ediyor. Kitabında şu mısralarda ona hayranlık ve hürmet derecesini gösteriyor:
Leyk dürrü bilmedin mi Kimdir ol,
Oldur ol kimdir aleme hakimdir ol.
Günden azhardır hemol zati münir,
Hadim ol mahdume hem mir ü fakir.
Ol veziri azamı sulatanı Rum,
Anda her hulku hasen mevcuddur.
İşi fazlu lütfü hilmü cuddur,
Dilde hem Memduh hem mahmuddur.
Canda hem mahbub hem mevdudtur.
Haddi yok derya gibidir himmeti
Aklı kül aklında hayrandır anın.
Fatih oldür her saadet babını
Canü oldur cümle hayr esbabını
Hüsnü Ziynet verdi adli aleme
Hak bahşetti uyuni ademe
Erdü revnak ehli ilm andan kamu
Ehli yeri eder o eşikten umu
Bedre benzetsem değil insaf anı
Bahre teşbih etsem laf ani
Aklile ilmile amildir ol
Bezlile ve adlile kamildir ol
Şah adiyle kendi adı masdarı
Çün bir idi oldu alem mefhari
Pek oldu her vilayet fitneden
Buldu rahat ruh hem suhhat beden
Serveru salarıdır cun ademin
Düzdü tertibi nizamı alemin
Leykin ihda fikrederken canı dil
Zikredüp fazlını oldu key hacil
Günde ahder mahv olur gerçi ola çok
La al katında akikin kadri yok
Temre rağıp olamı ehli hacer
Mısra iletmek revamıdır seker
Gerçi ol dergaha bu layık degül
Anda her sahip hüner fayık de gül
İsterim bu dahi ola bir sebep
Kıla sadıklar duasını, ruzi şep
Her cihetten hak muin olsun ana
Daima devlet karin olsun ana
Zilleti alemde memdut eylesin
Hak cenabın mahzeni dür eylesin
Hak cenabın mahzeni dür eylesün
Bu muharrikten çün erdi ruha şevk
Verdi can mağzına canlar canı zevk
Hiçbir kimseye ve hiçbir şeye ehemmiyet vermeyen koca Şeyh Abdurrahim Mısri Hz. Mahmut Paşa’nın üstüne saçtığı bu, incilere insan bakıyor da hayretten hayrete düşüyor; gözlerimiz kamaşıyor; ve Fatih Sultan Mehmet’in Mahmut Paşa’ya kızdığının sebeplerini biraz daha anlıyoruz.
KAYNAK KİŞİ
Yazar, Şair, Araştırmacı, Öğretmen
EDİP ALİ BAKİ