Batıl ve Batı kültürleri, bizim olan iyi ve güzel olan ne varsa onları alır kendi yarayışsız kültürlerini de bize empoze eder üstelik bunu yaparken de bizim insanımızı kullanır. Bu öyle bir yangındır ki ne alevini ne de dumanını göremezsiniz. Neredeyse itfaiye teşkilatını bile kendine ram etmiştir.
Tarih öğretmenlerinin katıldığı 400 kişilik bir salon toplantısındaki izlenimlerini Prof. Dr. Mustafa Şeker şöyle naklediyor;
"Yaklaşık 50 Tarih hocasına (Akşemseddin kimdir? Nasıl tanırsınız?) sualine hemen hepsi; Fatih' in hocasıdır, Eyüp El Ensari’nin mezarını bulmuştur diye cevap verdiler. Halbuki Akşemseddin, bütün zamanların en büyük mikrobiyoloji alimidir. İbni Sina'nın mikropların kaynağına ait (onların çok küçük canlı organizmalar) olduğuna dair tespitini detaylandıran Akşemseddin' dir. Tarihimiz bize tam manasıyla öğretilmiyor."
Belli başlı Türk İslam bilginleri: Ali Kuşcu, Akşemseddin, El Biruni, Cabir El Hayyan, El Cezeri, El Kindi, Hezarfen Ahmet Çelebi, Mimar Sinan, İbn-i Sina, İbnul Heysem, Farabi, Fergani, Harezmi, Gazali, Ömer Hayyam, Piri Reis, Katip Çelebi, Uluğ Bey ve diğerleri... Bu alim ve bilginlerin buluşları, icatları dünya insanlığının ve medeniyetinin yüz akı olmuştur. Her biri Fizik, kimya, uzay çalışmalarının anahtarlarını vermişlerdir.
İlim ve buluşlar evrenseldir İslam'dan önce de vardı, sonrasında da var olacaktır. Ancak batı kültür ve medeniyeti bize değerlerimizi unutturarak her şeyi kendilerinin icat ettiği propagandasını yapmaktadır.
Kültür emperyalizminin gönüllü kaleleri olmak yerine bizi biz yapan ve insanlığa kılavuzluk eden değerlerimizi öğrenip, kavrayıp kendimize gelmeliyiz.
Caddelerimize çıkıldığında karşımıza çıkan tabelalara bakınca nasıl bir kültürel bombardımanla karşı karşıya kaldığımız ve nasıl bir özgüven eksikliğiyle bu yangın dan etkilenmişliğin ezikliğini yaşıyoruz;
Tobacco Shop - System World Hospita l- The Eğitim Collage - Byrend Kuaför - Mon's Line Bar - Cafe De Graff - Collezione - Hotel Hollywood – McDonald’s Hamburger - Kinger Burger- Pizza - Spagetti... vd.
Yine üzerimize giydiğimiz tişört kaban, mont, eşofman ve ayakkabı-çanta gibi ürünler üzerindeki yazılar, markalar hemen tamamı yabancı ürün reklamı.
Ulaşım aracı olarak yetiştirdiğimiz atların yerini alan otomobil markalarına bakın; Audi - Renault - Mercedes - Peugeot - Fiat - Ford - Mitsubishi - Hyundai - Honda - Chevrolet - Kia - Bmv - Porsche...daha niceleri.
Cumhuriyetin 101. yılını kutluyoruz, hala yollarda yaygın Türk markası araçlarımız yaygın değil. Tembelliğimizden değil, uyutulmaya alıştığımızdan, bir türlü özgüveni kazanıp uyanıp silkelenemeyişimizden bu hallerdeyiz.
Şehirlerimizin, caddelerimizin, araçlarımızın, elbise ve ayakkabılarımızın, aşçı dükkanı ve lokantalarımızın İngilizce, Fransızca, Amerikan kökenli isim ve amblemlerle anılması sizler gibi benim de yüreğimi yakıyor. Bu yangın devlet eliyle, muhteşem Türkiye hedefiyle kontrol altına alınmazsa yanacak bir şeyimiz de kalmayabilir. Aziz milletimize yöneticilerimize basiret ve ferasetle hareket ederek bu kültür emperyalizmine DUR demeleri çağrısını yapıyorum. Farkında olmadan yabancıya gönüllü köle olmak yerine, kendi değerlerimizin farkına vararak yeni bir barış medeniyeti kurma yönünde çabalamak gerekiyor.
Orhun yazıtlarında dün Çinliler için " İpekli kumaşlarına, tatlı söz ve gülücüklerine kanma" uyarısını bugün “Batılıların hilelerine, makina araç ve gereçlerine kanma” diye güncellemek gerekiyor.
Okuyup, araştırıp anlayıp öğrenmezsek elin gavuru bize sırtımızdaki tişörtte yabancı dilde " Din Yoktur, (Haşa) "Allah Yoktur" yazılı olduğu halde namaz kıldırır. İşte kültür emperyalizmi yangını budur.
Celladına, aşık millet olmaktan kurtulalım. Kendimize gelelim. Özgüvenimizi kazanalım. İçinde bulunduğumuz durum Türk gençliğine yakışmıyor.
Himmet KASAL
Yorumlar
Kalan Karakter: