İlkokula giderken, yaz tatillerinde, Yaşar Evren kaya ile çıraklığa giderdik. Kadiroğlu amca ustamızın ahbabı ziyaret eder şakalaşırdı. Aman oğlum dikkat edin. Nasıl kesiliyor biçiliyor. Öğrenin bir işiniz olsun. Babanızın zenginliği fayda etmez derdi. Usta elimizi sürdürmez derdim. Gözünüzde mi görmez diye gülerdi. Üniversite bitti çifte diploma ile bakkallığa başladım. Kadiroğlu yine bizim iş yerimize gelir dersler verirdi. Gemlik’ten saf zeytinyağı, Tosya'dan pirinç alırdım. Kadiroğlu amca hah! İyisini sat derdi. Bir ara eski ustam geldi. Kadiroğlu ne sigara içiyorsun al şu parayı sigara al gel dedi. Usta sigarayı cebine koy dedi. Amca dedim ustamın işi iyi niye para verdin? Oğlum o zengin fakiri cebinden yiyemez içemez dedi. Bana dersini verdi ve devam etti. “Bir gün bir köylü gelmiş ağam bir inek alıver de, biz bakalım. Sütünü içer peynir yaparız sana da arada getiririz. demiş Kadiroğlu acımış. bir inek parası vermiş. herhalde paraya sıkıştı. Hayır olsun demiş. Köylü o sene süt peynir getirmiş arkası yok. Aradan beş yıl geçmiş. Köylü yine gelmiş. Amcamız yine sıkıştı deyip hatırını sormuş. Köylü Ağam bir helalleşelim demiş Kadiroğlu oğlum helal ettim. diye cevaplamış. Köylü ağam inek doğurdu onlar doğurdu. 6 hayvan oldu. Gidelim köye beğendiklerini al. Kadiroğlu köye kente gidemez. Bak evlat ilki hesaba sayma o zaten senindi geride kalanlardan bir tane ayır. Diğerleri senin olsun. O ineklere hakkın geçti. Baktın besledin. Köylü şaşkın nasıl istersen demiş. Kadiroğlu amca sen nasıl hesap yaptın aldandın deyince yok ben kazançlıyım. Bana hayatı boyunca dua etmesini kazandım. İnek gördükçe ben aklına gelirim. Allah razı olsun der. Kadiroğlu amca haklı vefat edeli yıllar oldu bana verdiği ders için ben bile Rahmetle anıyorum.