Postmodernizm 20.yy sonrasında modernizme tepki olarak ortaya çıkan bir düşünce ve sanat akımıdır. Postmodernizmin ilk ortaya çıkışı modernizmin tekelini kırmak ve doğru olanı,gerçek olanı sorgulamak olsa da ne yazık ki günümüzdeki haliyle çağımızın entelektüel vebası olmaya evrilmiştir. Postmodernistlere göre hakikat özneldir ve eklektiktir. Hakikatın yalnızca bir kısmını kavrayarak muhtelif şahsi fikirleri bir araya getirerek gerçeğe ulaşabileceğimizi iddia ederler. Bu yüzden postmodernist kimselerde kime göre neye göre söylemi yaygındır. Peki gerçekten de postmodernistler iddia ettikleri gibi hakikatın peşinde midir?
Postmodernizm anlaşılmazlığa övgü üzerine kuruludur. Obskürantist(bilmesinlerci) ifadelerin ve buna bağlı olarak kapalı-karmaşık anlatımın yüceltilmesi yaygındır. Bu yüzden olsa gerek siz bu hikmetli-bilgece sözleri anlamazsınız ifadesi postmodernistler arasında yaygındır. Postmodernizm virüsüne maruz kalmış kimselerin çoğu , kanaat önderlerinin söylediği şeyleri dahi ya anlamaz ya yanlış anlar ya da anlasa da özetleyip başkalarına anlatamaz.
Postmodernizm günümüzde ideolojilere körü körüne bir iman aracıdır. Siyasal islam,feminizm, sosyal adalet savaşcılığı, metafizik öğelerle bezenmiş çeşitli ideolojilerde ve akımlarda ortak nokta kendi düşünce dünyalarına hizmet eden her şey bilimdir, felsefedir, sanattır,tarihtir; etmiyorsa değildir. Bu nedenle bu kimselerin bağlı oldukları ideolojilerin radikal birer destekçisi oldukları söylenilebilir.
Postmodernistlerde genellikle şüphecilik makul düzeyi aşmış vaziyettedir, abartılı bir şüpheci ve komplucu tavra yönelim yaygındır. Bu araçları salt düşüncelerini doğrulamak için birer rasyonel kılıf uydurma gayesiyle kullanırlar. Bunun en büyük sebebi pozitif bilimleri anlamaktan yoksun oldukları için kötülemek, dunning-kruger etkisi dediğimiz kendilerini zeki, bilgili ve önemli hissetme ihtiyacıdır. Nasıl ki hiç sorgulanmamış bir hayat yaşamaya değmezse, aşırı şüphecilik nedeniyle şüphenin kendisinden dahi şüphe eder hale dönmüş bir yaşama da yaşamak denilip denilemeyeceği tartışmalıdır.
Bir postmodernist bilimsel hakikat ve gelişmelerin inancında problem çıkardığını düşünüyorsa bunları inancına karşı bir tehlike olarak görererek, inancıyla uyumlu hale getirmeye dahi çalışmadan, gelişmeyi yok sayar, reddeder, inancının sarsılmaması için bunu yapması gerektiğini düşünür. Örneğin radikal bir feminist, bilimin erkek egemen toplumda şekillendiğini bu yüzden hiçbir bilimsel bilginin doğru olmadığı şeklinde absürt bir iddiayı savunabilir. Bir postmodernist rahatlıkla sanatın göreceli olduğunu bu yüzden trap müziğin klasik müzikten daha güzel olduğunu iddia edebilir. Postmodernistler dünyanın düz olduğu ve küresel ısınmanın aslında olmadığı vb. komplo teorilerini, gerçek tarihin bize anlatıldığı gibi olmadığı-bilimin yalan söylediği gibi bunların metodolojilerini hiçe sayan zırvalıkları, hülasa pek çok abuk sabuk şeyi kayıtsız ve şartsız savunabilir.
Postmodernistlerin ortalama üstü zekaya sahip olanları-retoriği iyi olanları her türlü saçmalığı canhıraş savunma ve insanları ikna edebilme yeteneğine sahiptir, saçmalık savunabilme yetisi de ortalama üstü zeka gerektirir, bundan ötürü etraflarındaki takipçi sayılarını arttırırlar ve kendilerini malumatlarından sual olunmaz putlara dönüştürmeye çalışırlar. Takipçiler de bunların söylediklerini eleştirmeden-sorgulamadan, bunlara çanak tutarak, bunları uçurulan bir şeyhe dönüştürür. Bir kimse size bildiğiniz her şeyin yalan olduğunu, hakikatın sizden gizlendiğini, gerçek bilginin yalnızca kendileri ve aynı ideolojiyi paylaşan bir grup azınlıktaki insan tarafından bilinebileceğini iddia ediyorsa oradan koşarak uzaklaşmanızı tavsiye ederim. Bu tarz insanları dinlerken, izlerken, yazdıklarını okurken eleştirel bir süzgeçten geçirmeli ve dikkatli olunmalıdır.