Türk milleti geçmişinin yaklaşık beş bin yıl öncesine dayanan ve dünyanın en seçkin milletlerinden biridir. Bu parlak geçmişe Çin’den, Orta Avrupa’ya, Sibirya bozkırlarından, Hindistan’a, Kuzey Afrika’ya ,Atlas okyanusu kıyılarından , Hint okyanusuna kadar uzanan milyonlarca kilometre karelik bir coğrafyayı dahil ederek tarihteki yerini almıştır. Bu topraklarda adaletin ve hoşgörünün timsali olmuş; çok farklı kültürlerle kaynaşmış, uygarlığın beşiği olmuştur. Tıptan, astrolojiye, bilimden sanata, matematikten edebiyata, pek çok alanda değerli ilim adamları yetiştirmiştir.
Türk Milleti, bu geniş coğrafyada içten ve dıştan birçok saldırılara ve ihanetlere uğramış; defalarca tarihten silinme tehlikesiyle karşılaşmış, her defasında yeniden varolma mücadelesi vermiştir.
Türk tarihinin her sayfası birbirinden parlak zaferlerle doludur. Bu zaferlerin bir çoğu Türk ve dünya tarihinde önemli sonuçlar doğurmuştur.
Bu olaylar zinciri, Türklerin Ergenekon'dan çıkışıyla başlar. Ancak bundan önce METE HAN'IN ASYA HUN DEVLETİ HAKANI olması (M.Ö. 174-209) Türk tarihinin en parlak günlerinin başlangıcını oluşturur. Ergenekon'dan çıkış, Türkler'in yeniden doğuş ve dünyaya yayılışının adıdır.
Bumin Kağan'ın "TÜRK" adıyla kurulan ilk Türk Devleti "Göktürk Devleti"ni kurması tarihimizin önemli dönemeçlerinden biridir.
(M.S. 630-680) yılları arası Türkler'in esaret dönemi ve ilk kurtuluş mücadelemizin verildiği yıllardır. Kutluk Kağan liderliğinde kazanılan Türklerin ilk kurtuluş savaşı (682), tarih sahnesine 2. Göktürk Devleti'ni çıkarmıştır.
Attila'nın, Batı Hun Devleti Hakanı olarak Batı'ya karşı ilk önemli üstünlüğünü kazanmıştır.
Türkler'in Müslümanlarla yakından tanışması ve "Müslüman Türk" kimliğimizin doğuşu, "TALAS" Savaşıyla (751) başlar.
Bunu, ilk Müslüman Türk Devleti olan, Karahanlılar (840-1212), onu da Büyük Selçuklu Devleti (1034-1157) takip eder. Malazgirt Zaferi (1071), Türk ve İslam tarihinin yanı sıra, Avrupa ve dünya tarihinin de en önemli olaylarından biridir. 1176 yılında kazanılan Miryokefalon Savaşı, Anadolu'nun göbeğinde Türk-İslam mührünü vurduğumuz ilk savaştır.
Osmanlı Devleti'nin kurulması (1299) ile bu devletin tarihindeki altın zaferler içinde İstanbul'un fethi (1453) çok özel bir yere sahiptir.
Birinci Dünya Savaşı, Türkleri önce Orta Avrupa ve Balkanlar'dan sonra da Anadolu'dan atmak için düzenlenen en büyük Haçlı Seferi'dir. Bu Haçlı Seferi'ne karşı Türkler dokuz ayrı cephede savaşmıştır. Romanya, Galiçya ve Makedonya'da; Arabistan ve Afrika çöllerinde, Suriye, Filistin, Irak ve Yemen'de binlerce vatan evladımız şehit olmuşlardır.
Çanakkale Cephesi Savaşları, Birinci Dünya Savaşı içinde savaştığımız dokuz cepheden en önemli olanıdır. Birinci Dünya Savaşı'nın hemen ardından 21. yüzyılın en güçlü devletleri Türk milletini yok etmek, Türk topraklarını ele geçirmek amacıyla tarihin en büyük saldırılarını başlattılar. Türk toprakları işgal edilmiş, Anadolu'muz paylaşılmıştır. Bu emperyalist saldırılara karşı Türk milletinin yeniden şahlanışı "Altın Kurt" Mustafa Kemal ile 1919 yılında başlamış, 30 Ağustos 1922'de emperyalist güçler yenilmiş, 9 Eylül 1922'de düşmanlar güzel İzmir'imizde denize dökülerek KURTULUŞ SAVAŞIMIZI KAZANMIŞ OLDUK.
Çanakkale Savaşları 3 Kasım 1914'te başladı, 9 Ocak 1916'da sona erdi. 18 Mart 1915'te Türk askerinin zaferiyle deniz muharebeleri son bulmuş ve 18 Mart günleri ÇANAKKALE ZAFERİ OLARAK KUTLAMAKTAYIZ. 18 MART ÇANAKKALE ZAFERİMİZ TÜRK MİLLETİMİZE KUTLU OLSUN.
(Bir Avuç Kan Bir Avuç Toprak Çanakkale, Yaşar Aktan) Alıntıdır.
Yorumlar
Kalan Karakter: