Öğretmenin öğrenciye yapabileceği en büyük iyilik, hayat kitabımızda yerini alan KOLAYLAŞTIRIN ZORLAŞTIRMAYIN ifadesine uymaktır. Çoğu kapıları açacak olan bu mesajı özümseyerek anlamak gerekir.
Hayat pahalılığı, enflasyon, işsizlik, asgari ücret, emekli maaşları, bitirilme noktasına ulaşan tarım ve hayvancılık, üretimden ziyade tüketim toplumuna yöneltilen ekonomi, saygınlığımızı zedeleyen dış politikada karşılaştığımız muameleler, cari açık… vb. daha saydıkça arkası gelecek problemler zincirini gördükçe umutsuzluğa değil umuda kapı aralayan bir mesajdır; kolaylaştırın, zorlaştırmayın.
Evdeki en yakın ve temel bilgiler öğretmenlerimiz; annemiz, babamız varsa abla ve ağabeyimizdir. Okuldaki öğretmenimiz bu temel öğrenimleri pekiştirip geleceğimize yön verendir.
Unutulmamalıdır ki öğrenmenin ve öğretmenin yaşı yoktur… Hz. Peygamberin en güzel öğretici, en hayırlı öğrenici olduğunu bizzat kendisi şöyle ifade ediyor… “Rabbim bana Kur’an ahlakını anlamamı ve anlatmamı anlatmak üzere eğitti.”
Nitekim O, insanının kusurunu yüzüne vurmaz, hoşlanmadığı tutum ve davranışlar karşısında “şu insanlara ne oluyor ki” ve ya “içinizden bazıları şöyle böyle yapıyorlarmış” gibi ifadelerle isim vermeden uyarıda bulunarak, muhatapların bu dolaylı anlatımdan incitilmeden gerekli dersi almasına özen gösterirdi.
Helal dairesinde binlerce ürün varken haram dairesindeki sayıları onlarla ifade edilebilecek ürünleri ortaya sürmek kolaylık değil zorluğu öne çıkarmaktır. Allah ve resulünün benimsediği haram-helal yetkisini aşarak türetme, haramlarla iştigal, şeytanla işbirliğidir.
Eğitim durumu arttıkça gençlerin dine bakışında azalma olması sadece bizde değil, batıda da yaygınlaşıyor. Eğitim sisteminin yaz-boz tahtası gibi değiştiği sistemler sağlıklı nesillerin yetişmesine engeldir. 2012’den itibaren hem bakanlık hem de sivil toplum kuruluşları “Din dersi seçilsin” teşvikinde bulundular. Cumhuriyet tarihinin en çok din dersi verildiği, en çok cami ve Kur’an kursu açıldığı dönemleri yaşamamıza rağmen dinin ve dindarlığın en çok tartışıldığı dönemleri yaşıyoruz.
Öğretmenlikte kalbine giremediğiniz öğrencinin, beynine giremezsiniz. Sizi sevmeyen öğrenci, anlattığınız dersi de sevmez, geçerli bir kuraldır. Bir okulda başı açık kızlar için “cehennem odunları” ifadesi kullanılınca tepki vermeyen öğretmen kesinlikle hatalıdır. Yalnızca Allah’ın bileceği bir son için, buna seyirci kalınması karşısında o kızların din dersine bakışı nasıl olur?
Kabir azabı ve cehennem sahnelerini öne çıkarıp anlatmaktansa iyilik, salih amel, kul haklarına riayet sonucunda cennetten ve mükâfatlardan bahsedene olacak sevgi nasıl olur?
Dindarlık özde değil sözde anlatımlarla kuvvet bulmaz. Hasta ziyaretinin sevap olduğunu anlattıktan sonra HASTANE ziyareti projesi yapılmayan bir din eğitimi, ayet ve hadis ezberine zorlayan, randımansızlık demektir.
İbadetleri çoğaltarak bunu yapanların azalmasına neden olmak eğitimcilerin, samimi öğretmenlerin işi olamaz. Öğrenci ve gençlere sadece farz namazlarını kılabileceklerini ifade edebilmek, yürekli öğretmenlerin ve ona sahip çıkacak yürekli idarecilerin işidir.
Yine, eller (dirseklere kadar) ve yüz yıkanır, baş ve ayak mesh edilir, denmesi gereken abdest bu kadar kolayken, ayak parmaklarının ayrıntısına kadar, hiç kuru yer kalmayacak ifadeleri ilmihallerden naklen anlatılır. Bu zorlaştırın, kolaylaştırmayına çıkar. Dikkat edilirse abdest zorluğu yüzünden namazdan soğuyanlara rastlanır.
Cumhuriyet döneminin başöğretmeni kabul edilen Mustafa Kemal’in 25 Ekim 1938 günkü açıklaması şöyledir; “Kur’an’da bildirilen ve din denen kurallara göre örnek bir hayat yaşayan Allah’ın son peygamberi Hz. Muhammed’i bütün Müslümanlar örnek almalı ve İslam’ın hükümlerine uymalıdırlar. İnsanlık ancak bu şekilde kurtulup kalkınabilir.” (Prof. Gazi Özdemir’den alıntıdır)
Yeme, içme, giyinme, oturma değil, insani davranışlardır, örnekliğine talip olunacak hususlar. Aksi, yeni nesil hurafeler doğurur. Astrolojiden, faldan, cincilerden, şeyhlerden, ölülerden medet ummaya kadar, yazık denilecek haller doğurur. Bu da geri kalmışlığımıza, üstelik de Hak yolunda harcanmayan maddiyatın, sömürücülere akışını hızlandırır.
Himmet KASAL
Yorumlar
Kalan Karakter: