Filistin de özellikle de Gazze’de yaşanan soykırım ve katliamlar bölgeyi kan deryasına çevirmiş bulunuyor.
İnsanlık nerede? Sorusunu soran sorana.
İslamiyet ve Müslümanlık nerede? Sorusunu soran da çok. Lakin cevabını veren yok.
Dünyanın gözü önünde bir millet vatanından zorla kovuluyor. Toprakları, evleri, arazileri, gelecekleri, nesilleri yok edilmek üzere soykırıma tabi tutuluyor.
Akif'in deyimiyle, tek dişi kalmış medeniyet canavarları Ortadoğu’ya çöreklenmişler. Yetki verdikleri, dokunulmaz kıldıkları İsrail tetikçisinin bebek, çocuk, kadın, yaşlı, ama, hepsi de sivil insanlara barbarca saldırılarına göz yumuyorlar.
İnsan hakları mı? Öyle bir şey Hristiyan, Yahudi, putperestlere revadır.
Kadın, çocuk, bebek yaşlı hakları mı? Onlara göre Müslümanlar bu haklardan mahrumdur.
Petrol, doğalgaz enerji kaynakları da, bunların işletilmesi de Müslümanlara hak değildir.
Peki bütün bunlar olurken 2 milyara yakın nüfusuyla İslam alemi ne yapmaktadır?
Arap yarımadasındaki Suudi Arabistan, B.A.E., Katar, Kuveyt, Umman vb. ülkeler Müslümanların dertleriyle dertlenmedikleri gibi boyunduruklarını kaptırdıkları düşman ülkeler gibi davranıyorlar. On binlerce şehitleri televizyonlardan görüyorlar. Kararmış vicdanlarında bir hüzün olacaksa bile olmasın diye Cadılar Festivalleriyle adeta Gayretullah’a dokunuyorlar.
İran, halinden memnun görünüyor. Nasrallah efendi zevahiri kurtarmak adına İsrail’le savaş halindeyiz diyor ama kayda değer mücadelelerden kaçınıyor. İran ayrıca vekalet savaşı yürüterek Yemen’i devreye sokmak istiyor.
Pakistan, Endonezya, Malezya vb. diğer İslam ülkeleri kınama ve protestolarda bulunmakla beraber sonuç alıcı hamlelerden uzaklar. Hedef ülke Türkiye temkinli.
Bugün Gazze ve Filistin, yarın ARZ-I MEVUD diyecekleri aşikar. Çünkü onlar muharref Tevrat’ın kendilerine vaad edilmiş toprakları almalarına iman etmiş Siyonist Yahudilerdir. Yık derse yıkıyorlar, yak derse yakıyorlar, öldürüyorlar.
Muharref Tevrat’a bu derece azimle sarılanları gördükçe Hak din ve değişmeden saflığını koruyan Kuran’a, İslam’a Müslümanların nasıl sarılmadığını görmek kahrediyor.
Dünya ve ahiret saadetini, ilmi, okumayı, teknolojiyi, araştırmayı emreden dinimize yaklaşımımız son derece zayıf görünüyor. Biz zayıfladıkça düşmanlar kuvvetleniyor.
İklim değişiklikleriyle su kaynakları azalıyor ilerleyen zamanların ne getireceğini bilemeyiz ama, Enerji kaynakları ve suyun büyük savaşlara sebep olabileceğini tahmin etmek zor değil.
“Ülkemiz problemleri karşısında düşünmeyen beyin, sızlamayan yürek bizden değildir.” diyen Rahmetli Bilge lider Aykut Edibali’nin haklılığını daha iyi anlayabiliyoruz.
Bulunduğumuz durumlardan ızdırap duyanların sayısı gittikçe azalıyorsa sorunlar daha da artacak demektir. Nemelazımcı, gününü gün eden, yeme içme, zevk içinde yaşayıp pisleme moduna uyarlanmış bireylerden oluşan toplumlar kan deryalarını seyrederler.
Sadece kendini değil, bütün kardeşlerini de düşünerek sorumluluklarının farkına varanlar ise gül deryaları peşinde koşarlar.
Asil milletimizin dosta güven, düşmana korku veren medeniyetlere imza attığı devirler tarihteki yerini almıştır. Böyle ataların torunlarına nal toplamak yaraşmaz.
Titreyip, silkinip kendimize acele gelmeliyiz, BOP adım adım işliyor İsrail, Filistin’i yutmakla meşgulken Kuzey Irak, Suriye’nin Kuzeyi, Türkiye'nin güney bölgelerinden topraklar bölünerek ikinci bir gizli İsrail çıbanbaşısı kurulmak isteniyor. Vatan bölme faaliyetlerine karşı uyanık olmak zorundayız. Yıllar önce Mehmet Akif SAFAHAT’ın bir bölümünden bize bakın nasıl ışık tutuyor?
Şuurlu cesaret dini, gayret dini ancak Müslümanlıktır,
Hakiki Müslümanlık, en büyük bir kahramanlıktır,
Korkaklık, miskinlik, dünyada sığmaz İslam’ın ruhuna...
Allah’ın kitabını şahit tuttum-gördün ya- davama,
O imandan çok az bile olsaydı millette,
Su üçyüzelli milyon halkı görmezdin bu zillette...
Yorumlar
Kalan Karakter: