Toplumların, devletlerin yükselme, duraklama, gerileme dönemleri olabilir.
Devlet adamı kıtlığı yaşandığı zamanların başlangıcı duraklamayı, devamı da gerilemeyi getirir.
Geçmişte şöyleydik, böyle olduk hayıflanmalarını bir kenara bırakarak, gerekli ibretleri almak ve ileriye bakmak gerekir.
Fatih Sultan Mehmet’in çağ açıp çağ kapatması, fetih toplumunu hazırlaması, onun iyi bir devlet adamı olarak yetişmesinde ve yetiştirilmesinde saklıdır.
Yavuz Sultan Selim’in defalarca denenip başarılamayan Mısır’ı almak için çölleri 13 gün gibi bir rekorla geçmesi; azmi, kararlılığı ve Hak yoluna adanmışlığındandır.
Mustafa Kemal’in Sevr anlaşmasını çöpe atarak bir milleti küllerinden yeniden ortaya koyması, harlaması, Türkiye Cumhuriyeti’ni kurup ona hedefler göstermesi de devlet adamlığı karakterindendir.
Bunlar gibi nice devlet adamı, geçmişin yasını tutmaktansa ondan dersler çıkartarak geleceğe güvenle bakma olgunluğunu gösterebilmiştir. Örnekleri çoktur ama yakın tarihimizden 2 Türk subayının devlet adamlığına yaraşır davranışından bahsedilmesi maksadı anlatmaya yeter.
Orgeneral Ergin Saygun ABD’de kapı tipi üst aramasından geçerken apoletindeki metallerden dolayı üniformasını çıkartması istendiğinde derhal bunu reddederek görüşme alanını terk eder. Daha sonra ABD makamları özür dileyerek konuyu yatıştırırlar.
Yine Genelkurmay başkanlarımızdan Hüseyin Kıvrıkoğlu, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz’e güneyimizdeki bir müdahale için Türkiye’yi dışlayan tavrı karşısında onurlu bir çıkış yapması da devlet adamlığındandır. ABD’li bakan yardımcısının “Ben ABD’yi temsil ediyorum, bana böyle davranamazsın” sözüne Sayın Kıvrıkoğlu “Ben de Türkiye Cumhuriyeti Silahlı Kuvvetler Komutanıyım ve üstelik de Türkmen’im” diyebilmiştir.
Kürtlerle hiçbir sorunumuz olmadığı halde sorun varmış gibi faaliyet gösteren bölücü örgüte karşı yapılan çözüm süreçleri devletimiz için faydadan çok zarar getirmiştir. Bitme noktasına gelen örgüte son “Terörsüz Türkiye” aldatmacasıyla meşruiyet kazandırılması, kaht-ı ricaldendir. Bu meyanda Gazi Meclis’te Türk Silahlı Kuvvetleri’ni işgalci, tecavüzcü gibi yakışıksız ifadelerle alenen suçlayanlara yeterli cevabı veremeyenler de devlet adamı kıtlığının göstergesi olmuştur. Üstelik Milli Savunma Bakanlığı’nı 2 dönemdir eski genelkurmay başkanları yapıyorken bu sükût, gaflet midir, delalet midir?
Hukukun üstünlüğü bir tarafa bırakılmış ADALET yara almaktadır.
Ölümlü kazaya sebep olan Kızılay eski genel başkanının kızı mahkûm olmuşken bile tutuklanmazken, kaçma süresi bahanesiyle aynı cezayı (yani 4 yıl 2 ay) alan bir gazeteciye aylardır içeride olmasına rağmen şartlı tahliye verilmemesi düşünene ibretliktir.
Ehliyet ve liyakat neredeyse çöp sepetine atılmıştır. Bitirilen Tarım’ın ve yakılan Ormanlarımızın bakanının ne tarımla ne de ormancılıkla bırakın ihtisası en ufak bir ilgisi, çalışması yoktur, güzellemeleri düşünen bir toplum için mana ifade etmeyecek midir?
Yapılan bütün eleştiriler, ülkemizin iyiye gitmesi için, olumlulukları teşvik içindir.
Kaht-ı rical için yani devlet adamı kıtlığı için son bir örnek de Cizre ilçemizde yaşandı. Bilindiği gibi, şu an resmi bir devlet görevi bulunmayan aşiret lideri Barzani, davetli olduğu Cizre Kaymakamlığı’nda bir misafir iken, uzun namlulu silahlı korumaları caddelerimizde boy göstermiştir. Bağımsız, egemen hiçbir devlette olamayacak durumlar yaşanmıştır.
Silahları girişine, halkın arasında arz-ı endam etmelerine sebep olanların ve bu olaya sessiz kalanların yargı önüne çıkmaları, görevlerinden istifaları veya azledilmeleri aklın ve mantığın gereğidir.
Devlet adamları ve kadroları ehliyetli liyakatli kişilerden olursa bundan millet ve devlet kazanır. Önce devlet diyenlerin başarısı muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkmayı getirir. Tersi, “bu benim adamım, kimseye yem etmem” demektir ki bunların işbaşında olması liyakatlilerin küskünlüğüne ve hizmetin terkine neden olur.
Bunlardan kurtuluşun reçetesi daima yenilenen mücadeleden geçer. Uyuşuk, nemelazımcı toplumların akıbeti hayrolmaz. Onlar için kaht-ı ricalin ya da devlet adamı kıtlığının bir önemi de yoktur. Rabbim bu millete ferasetli, basiretli devlet adamları nasbeyleye.
Yorumlar
Kalan Karakter: